21 Ekim 2020 Çarşamba

CERVANTES ''LA MANCHA’LI ASİLZADE DON QUİJOTE''



 29 Eylül 1547 'de doğan İspanyol yazar, Miguel de Cervantes’in 1605 ve 1615’te iki bölüm halinde yayımlanan modern romanın ilk örneği sayılan eseri "Don Quijote" Dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. 
Orta Çağ şövalyelerinin serüvenlerini, kahramanlıklarını, aşklarını anlatan romanslara yergi olarak kaleme alınan "Don Quijote", 17. yüzyılda çökmeye yüz tutan İspanyol feodal düzeninin de eleştirel çözümlemesini içerir.
La Mancha'da yaşayan eski bir toprak ağası olan Alonso Quijano, şövalyeleri anlatan kitaplara olan tutkusu onların kurgu değil gerçek olduğuna inandır. Alonso Quijano, okuduğu romantik çağ şövalyelerinin romanslarından etkilenerek, kendini de bir şövalye ilan eder ve  Don Kişot adını alır. Olaylar Don Quijote' un hayal dünyasıyla gerçekliğin karışması neticesinde kafasında olup bitmektedir. Gördüğü nesnelerin beklentilerini karşılamaması sonucunda asıllarından büyü nedeniyle farklılaştığına inancını taşımaya başlar.
Don Quijote, silahtarı Sancho Panza ve atı Rosinante ile şövalyelik hayalleri kurarken, etrafındaki insanlar onun aklını kaybettiğini düşünmeye başlar. 
Don Quijote zalimlere karşı mazlumun yanında yer alır ama her zaman yenilgiye uğrar. Hayal dünyası öyle bir hal alır ki yel değirmenini düşman sanarak düelloya kalkışır. 
Don Quijote'un, atı Rosinante ve hizmetkarı Sancho Panza ile birlikte geçirdiği serüvenler gerçekçi bir dille anlatılır. 
İkinci bölümde ise Don Quijote’un ünü duyulmaya başlamıştır. Don Quijote'u evine döndürme amacıyla düzenlenen bir mizansen düelloda yenilmesiyle koşul gereği köyüne dönmek zorunda kalır. Yeniden eve gelen Don Quijote aniden hastalanır, bu hastalık dönemi deliliği sona erer, silahları tarafından ne kadar çabalansa da hayaller dünyasına geri dönmeyi istemez ve kısa bir süre sonra ölür.
 Deliliğin hayal dünyasını gerçeğe yoran Don Quijote mu yoksa gerçekte var olan toplumun mu deliliğin bir parçası olduğu ikilemi romanın bir başka eleştirel tarafını oluşturur.

23 Nisan 1616 'da vefat eden Cervantes, eseri La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote'ta kendini “çolak” bırakan İnebahtı Deniz Savaşı’ndan da bahsetmektedir.


Cervantes'in Türklerle yolunun kesişmesi :

 Cervantes, yasak olmasına rağmen kılıçla düello yapıp rakibini ağır yaralaması nedeniyle elinin kesilmesi ve sürgün edilmesine hükmedilir.
Bunun üzerine Roma’ya kaçan Cervantes, İnebahtı Deniz Savaşı’na katılmak üzere Venedik donanmasına yazılır. Bu dönemde Lala Mustafa Paşa’nın komutasındaki Osmanlı birlikleri Kıbrıs’ı ele geçirince Papa bir çağrıda bulunmuş ve Hıristiyan dünyasını Türklere karşı savaşa çağırmıştır. Osmanlı savaşı kazanmış ve Uluç Ali Reis İstanbul’a dönerek Kılıç Ali Paşa adını almıştır. Savaşta sol elini kaybeden Cervantes de bu savaşta esir alınanlar arasındadır. 5 yıl esaret yaşayan Cervantes, Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalışmıştır. Deniz üzerine kurulan ilk cami Kılıç Ali Paşa Camii olmuştur. Tek minareli ve tek kubbeli camilere güzel bir örnek olan Kılıç Ali Paşa Camii dikdörtgen bir yapıya sahiptir.
Cervantes, çalışmasının karşılığında azat edilip özgürlüğüne kavuşan Cervantes, esaretinin sonunda ülkesine dönerken “Elveda anlı şanlı İstanbul” adlı bir şiir yazmıştır. Tek eliyle modern Avrupa’nın ilk romanı unvanına sahip olan Don Kişot’u kaleme almıştır, eserinde kendini “çolak” bırakan İnebahtı Deniz Savaşı’ndan da bahsetmektedir.


Cervantes, 23 Nisan 1616'da vefat eder. İspanya meydanınında ( Plaza de Espane) zeytin ağaçlarıyla yeşillendirilmiş parkın ortasında Don Kişot ve yaveri Sancho Panza'nın heykeli Cervantes Anıtı bulunur.



ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR 📝

* Çünkü içim, makul bir saatte uyuyabilecek kadar huzura kavuşmadı henüz.

* Zamanın silmediği anı, ölümün dindirmediği acı yoktur.

* Hemen akıl vermeye kalkar
verecek aklı olmayan.

* "Çünkü içim, makul bir saatte uyuyabilecek kadar huzura kavuşmadı henüz."

* Çünkü bana yeni bir üslûp lazım
anlatmak için içimdeki bu zalim acıyı

* Akıl satma, dedikodu yapma, uzağından geç aklın varsa seni ilgilendirmeyen bir şeyin.

* Cesur olanlara gülüyor ancak talih.

* "Ne kötülükler, ne de iyilikler, daimi olamaz; kötülük uzun sürdüğüne göre de, iyilik yakında demektir."

* Aynı anda hem umut edip
hem korkabilir mi acaba insan,
ne zaman başlamalı umut etmeye,
belki en iyi zaman
neden korktuğundan emin olduğun an.

* "Kötülüğün ve cehaletin zulümleri, cesaret ve değerin ışığını ne örtebiliyor ne de karartabiliyor."

* Her felakette, üzülen birini bulmak yine de tesellidir.

* Aşk ya cahil, hiçbir şey bilmiyor,
ya da fazlasıyla merhametsiz olmalı,
ya da öyle az buluyor ki acımı
beni daha kötüsüne mahkum ediyor.

* Ne kılıç kalemi, ne de kalem kılıcı asla köreltememiştir.

* Dilleri susturdularsa da, kalemleri durduramadılar...

* Yanılgıdan kurtarmak, aşağılamak değildir.