26 Kasım 2022 Cumartesi

NİKOS KAZANCAKİS "ZORBA"

 


#NikosKazancakis #Zorba 📚

Çağdaş Yunan Edebiyatı'nın en önemli yazarlarından biri olan Nikos Kazancakis, Zorba adlı eserini 1946 yılında kaleme almıştır. Kazancakis, uzun yıllar İsa, Buda, Bergson, Homeros ve Nietzsche'nin etkisi altında kalmış Zorba ile kendi görüşlerini sunmayı amaçlamıştır. Döneminde düşüncelerinden dolayı kilise tarafından aforoz edilen Kazancakis'in bir zaman kitapları yasaklanmıştır. 

1930’lu yıllarda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen Yunan asıllı İngiliz bir yazarın ağzından anlatılır. Yeni yerleri gezip görmeyi seven ve eserini tamamlamaya çalışan yazar, bir süreliğine kendisini dinlemek ve babasından kalan maden ocağını işletmek için Yunanistan’ın Girit adasına doğru yola çıkmak üzereyken, hayata şehvetle bağlı yaşlı bir Yunan olan Alexis Zorba ile tanışır ve onu ustabaşı olarak işe alır. Adada birlikte geçirdikleri birkaç aylık zamanda, bu görmüş geçirmiş yaşlı Yunan'ın ilginç hayat felsefesi, Tanrı, ölüm, vatan, savaş, kadın, aşk, müzik, dans, gençlik, yaşlılık özgürlük üzerine düşünceleri ve anlattığı başından geçmiş birçok olay, genç yazarı derinden etkileyecektir. Zorba ile geçirdiği dönem genç yazarın yaşam şeklini değiştirmese de hayata bakış açısını büyük bir değişime uğratacaktır.

Roman, 1964’te yönetmen Michael Cacoyannis tarafından Alexis Zorbas adıyla sinemaya uyarlanmıştır. Başrollerinde Anthony Quinn ve Alan Bates'ın oynadığı filmin müziklerini Yunan müzisyen Mikis Theodorakis bestelenmiştir.


#Altınıçizdiğimsatırlar 📝

* Her insanın bir Cennet'i vardır; senin Cennetin kitaplar ve büyük mürekkep damacanalarıyla dolu olacak; bir başkasınınki konyak, uzo ve şarap varilleriyle dolu olsa gerek; birininki de yığınla İngiliz lirası. Benim Cennetim ise şu: alacalı entarileri, kokulu sabunları, iki kişilik sustalı karyolası olan, kokulu, küçük bir oda ve yanımda dişilik...

* Uyuyamıyordum. Sanki bu gece hareketlerimin hesabını verecekmişim gibi, bütün hayatım düşe benzer bir hızla ikircikli ve bağlantısız bir halde yükselmişti de, ben ona umutsuzca bakıyordum.

* Günler gelip geçiyordu; çaba göstermek için savaşıyor, bağırıyor, oynuyordum ama kalbimdeki kulakçıkların en son kıvrımına kadar kederliydim.

* Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi bir iç konuşma haline sokmuştum. O kadar düşmüştüm ki, bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.

* Bazen içimden, küçük bir ânı alıp karşılığında bütün hayatımı veresim gelir.

* İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık ya da kalabalıkla nasıl da değişir!

* İnsanın ölüm yokmuş gibi hareket etmesiyle, aklında her an ölüm olduğu halde hareket etmesi, belki aynı şeydi, ama, o zaman bunu bilmiyordum daha.

* Hayat, gözümün önünden masal gibi, Shakespeare'in bir komedisi diyelim "Fırtına"sı gibi şimşek hızıyla geçti.

* Sonunda ne zaman yalnız başıma, arkadaşsız ve sırf her şeyin düş olduğu gerçeğiyle birlikte ıssızlığa çekileceğim? Vücudumun hastalıktan, cinayetten, ihtiyarlık ve ölümden başka bir şey olmadığını görerek özgür, korkusuz, baştan başa sevinç içinde ormana ne zaman çekileceğim? Ne zaman?

* Büyük sır! Dünyaya özgürlüğün gelmesi için bu kadar cinayetler ve alçaklıklar mı gerekli yani? Çünkü, oturup sana işlediğimiz cinayetlerde yaptığımız alçaklıkları saysam tüylerin ürperir. Fakat sonuç ne oldu? Özgürlük! Tanrı yıldırımını atıp bizi yakacağına özgürlüğü veriyor? Hiç bir şey anlamıyorum!..

* Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman: 'Ayıp çocuklar, ısırmayın!' demek kolaydır. Ama, otuz dişin olunca... İnsan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer.

* Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır.

* Hayatım boyunca sormuş olduğum bütün sorular, yanıtsız kalmakla bitmiyor, durmadan birbirine dolanıp vahşileşiyorlardı. En büyük umutlarım bile eşelenip uslandı.

* "Ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor. İmalathane! Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var."

* Belki yanılıyorum ama sanırım ki, insanlar üç türlüdür: kendi deyişleriyle hayatlarını yaşamayı amaç sayanlar, yani yemeyi, öpmeyi, zengin olmayı, onur kazanmayı... Sonra, kendi hayatlarını değil, bütün insanların bir olduğunu anlarlar ve insanları ellerinden geldiği kadar aydınlatmak, sevmek ve onlara iyilik etmek için savaşırlar. Bir de, bütün evrenin hayatını yaşamayı amaç edinenler var; her şey, insanlar, hayvanlar, bitkiler, yıldızlar; hepimiz bir bütünüz; biz hepimiz aynı korkunç savaşın içindekileriz. Hangi savaş mı? Maddeyi ruha dönüştürme savaşı!..

* Ölüm, bazen hayatımızın içine, baş döndüren bir koku gibi akar; hele ıssız bir yerde olup, ay ışığı ve derin bir sessizlik varken, insanın vücudu yine yıkanmış, hafifçecikken ve ruhun karşısına aşırı engeller çıkmazken, yani uykuda. O vakit, bir an için hayatla ölüm arasındaki yarım duvar saydamlaşır, insan onun arkasında, toprakların altında neler olduğunu görür.

* Ölümün tadı günlerce dudaklarımda kaldı; yüreğim hafifledi. Ölüm bizi almaya gelip de, işimizi bitirelim diye bekleyen ve acelesi olmayan bir dost gibi, tanıyıp sevdiğim bir dost yüzünün aracılığıyla hayatıma girmişti. Beynim, ölümün böyle dostça olan işaretini anlayarak yatıştı.

* Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, su anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni.






9 Kasım 2022 Çarşamba

NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ALAN TÜM YAZARLAR 📚

Nobel Edebiyat Ödülü, 1901-2021 yıllarında 114 kez verildi. Toplam 118 kişiye layık görülen ödüllerden 4'ü, 2'şer yazar arasında paylaştırıldı. Nobel Edebiyat Ödülü şimdiye kadar 30 kez İngilizce, 15 kez Fransızca, 14 kez Almanca ve 11 kez de İspanyolca yazan yazarlara verildi. Bu dilleri, 7 ödülle İsveççe, 6'şar ödülle İtalyanca ve Rusça, 5 ödülle Lehçe, 3'er ödülle de Norveççe ve Danca izledi. Yunanca, Japonca ve Çince yazan yazarlar 2'şer kez ödüle layık görüldü. Arapça, Bengalce, Çekçe, Fince, İbranice, Macarca, İzlandaca, Oksitanca, Portekizce, Sırpça-Hırvatça, Yiddiş ve Türkçe yazan yazarlar da birer kez ödül kazandı.

2006'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Orhan Pamuk, Nobel alan ilk Türk yazar olmuştu.

Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan kadınlar, Selma Lagerlöf, Grazia Deledda, Sigrid Undset, Pearl S. Buck, Gabriela Mistral, Nelly Sachs, Nadine Gordimer, Toni Morrison, Wislawa Szymborska, Elfriede Jelinek, Doris Lessing, Herta Müller, Alice Munro, Svetlana Aleksiyeviç, Olga Tokarczuk, Louise Glück olmuştur. 2022 Nobel Edebiyat ödülü Fransız yazar ve Edebiyat Profesörü Annie Ernaux kazandı.

Nobel Edebiyat Ödülünü en genç yaşta alan yazar ise Rudyard Kipling. İngiliz sömürgeciliğinden yana tutumuyla tanınan romancı, şair ve öykü yazarı Kipling, 1907 yılında Nobel’i aldığında 42 yaşındaydı.

Nobel Edebiyat Ödülünü en yaşlı alan yazar Doris Lessing. 2007 yılında Nobel’i aldığında 88 yaşındaydı.

En uzun yaşamış Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, İngiliz mantıkçı ve düşünür Bertrand Russell. 1945’te Batı Felsefesi Tarihi‘ni yayımlayan, 1950 yılında ödüle değer bulunan Russell 1970’te öldüğünde 97 yaşında idi.

En genç ölen Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Fransız düşünür, romancı, deneme ve oyun yazarı Albert Camus. 1957’de ödüle layık görülen Camus, 1960’ta bir trafik kazasında hayatını kaybettiğinde 46 yaşındaydı.

Jean Paul Sartre Nobel Edebiyat ödülünü kabul etmeyen tek yazardır.

Erik Axel Karlfeldt ölümünden sonra “gıyabında” kendisine sunulan ilk kişidir.

NOBEL ÖDÜLÜ ALAN TÜM YAZARLAR  📚

 


 1901
Sully Prudhomme (16 Mart 1839, Paris, Fransa – 6 Eylül 1907)
1902
Theodor Mommsen (30 Kasım 1817, Garding, Almanya – 1 Kasım 1903)
1903
Bjørnstjerne Bjørnson (8 Aralık 1832, Kvikne, Norveç – 26 Nisan 1910)
1904
Frédéric Mistral (8 Eylül 1830, Provence, Fransa – 25 Mart 1914)
José Echegaray y Eizaguirre (19 Nisan 1832, Madrid, İspanya – 14 Eylül 1916)   
1905
Henryk Sienkiewicz (5 Mayıs 1846, Polonya – 15 Kasım 1916) –  “Ateş ve Kılıç”
1906
Giosuè Carducci (27 Temmuz 1835, Pietrasanta, İtalya – 16 Şubat 1907)
1907
Rudyard Kipling (30 Aralık 1865, Mumbai, Hindistan – 18 Ocak 1936) –  “Dilek Evi”
1908
Rudolf Christoph Eucken (5 Ocak 1846, Almanya – 15 Eylül 1926) – Alman felsefeci. “Hayatın Anlamı’’
1909
Selma Lagerlöf (20 Kasım 1858, Mårbacka, İsveç – 16 Mart 1940) – “Küçük Nils Holgersson’un Yaban Kazlarıyla Maceraları”, “Nils Holgersson’un Serüvenleri”, “Uçan Kazlar”, “Klasikleri Okuyorum – Nils ve Uçan Kaz”
1910
Paul Heyse (15 Mart 1830, Berlin, Almanya – 2 Nisan 1914) – “Andrea Delfin”
1911
Count Maurice Maeterlinck (29 Ağustos 1862, Gent, Belçika – 6 Mayıs 1949,) – “Mavi Kuş”
1912
Gerhart Hauptmann (15 Kasım 1862, Polonya – 6 Haziran 1946) – “Atlantis”
1913
Rabindranath Tagore (7 Mayıs 1861, Kalküta, Hindistan – 7 Ağustos 1941) –  “Gora”,
1914
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1915
Romain Rolland (29 Ocak 1866, Fransa – 30 Aralık 1944) –  “Yaşama Sevgisi”
1916
Verner von Heidenstam (6 Temmuz 1859, Olshammar, İsveç – 20 Mayıs 1940)
Henrik Pontoppidan (24 Temmuz 1857, Danimarka – 21 Ağustos 1943)
1917
Karl Adolph Gjellerup (2 Haziran 1857, Danimarka – 13 Ekim 1919)
1918
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1919
Carl Spitteler (24 Nisan 1845, İsviçre – 29 Aralık 1924)
1920
Knut Hamsun ( 4 Ağustos 1859, Lom, Norveç – 19 Şubat 1952) –: “Açlık”
1921
Anatole France (16 Nisan 1844, Paris, Fransa – 12 Ekim 1924) – Kırmızı Zambak”
1922
Jacinto Benavente (12 Ağustos 1866, Madrid, İspanya – 14 Temmuz 1954)
1923
William Butler Yeats (13 Haziran 1865, İrlanda – 28 Ocak 1939) –  “Dibbuk”
1924
Wladyslaw Reymont (7 Mayıs 1867, Polonya – 5 Aralık 1925) 
1925
George Bernard Shaw (26 Temmuz 1856, Dublin, İrlanda – 2 Kasım 1950) “Ölümsüzlüğün Sırrı”
1926
Grazia Deledda (28 Eylül 1871, İtalya – 15 Ağustos 1936)
– İtalyan kadınyazar.  “Sardinya Efsaneleri”
1927
Henri Bergson (18 Ekim 1859, Paris, Fransa 4 Ocak 1941) –  “Madde ve Bellek”
1928
Sigrid Undset (20 Mayıs 1882, Danimarka – 10 Haziran 1949) – Norveçli kadın yazar. “Her Kadın Gibi”
1929
Thomas Mann (6 Haziran 1875, Lübeck – 12 Ağustos 1955) – Alman yazar.  “Venedik’te Ölüm”, “Buddenbrooklar / Bir Ailenin Çöküşü”, “Büyülü Dağ”, “Yusuf ve Kardeşleri”
1930
Sinclair Lewis (7 Şubat 1885, Minnesota, ABD – 10 Ocak 1951) – “Vahşi Aşk”
1931
Erik Axel Karlfeldt (20 Temmuz 1864, Karlbo, İsveç – 8 Nisan 1931,)
1932
John Galsworthy (14 Ağustos 1867, Kingston, Birleşik Krallık – 31 Ocak 1933)
1933
Ivan Alekseyevich Bunin (22 Ekim 1870, Voronej, Rusya – 8 Kasım 1953) – “Mitya’nın Aşkı”
1934
Luigi Pirandello (28 Haziran 1867, Agrigento, İtalya – 10 Aralık 1936) –  “Gölge Adam
1935
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1936
Eugene O’Neill (16 Ekim 1888, Longacre Square – 27 Kasım 1953) –  ABD’li oyun yazarı.  “Allahın Ayısı”
1937
Roger Martin du Gard (23 Mart 1881, Fransa – 22 Ağustos 1958) –  “Thibault’lar
1938
Pearl Sydenstricker Buck (26 Haziran 1892, Batı Virginia, ABD – 6 Mart 1973) – Nobel edebiyat ödülünü alan ilk Amerikalı kadın. “Sürgün", "Ana"
1939
Frans Eemil Sillanpää (16 Eylül 1888, Finlandiya – 3 Haziran 1964) – “Taşra Kızı”
1940 –1941-1942- 1943
Bu yıllar arasında kimseye ödül verilmemiştir. 
1944
Johannes Vilhelm Jensen (20 Ocak 1873, Danimarka – 25 Kasım 1950,) –  “Kralın Düşüşü”
1945
Gabriela Mistral (7 Nisan 1889, Vicuña, Şili – 10 Ocak 1957) – Asıl adı Lucila de María del Perpetuo Socorro Godoy Alcayaga. Kadın şair, eğitimci, diplomat. “Gabriela Mistral Şiirlerinden Seçmeler”
1946
Hermann Hesse (2 Temmuz 1877, Calw, Almanya – 9 Ağustos 1962) –
  “Bozkırkurdu”, Siddhartha”, “Boncuk Oyunu”
1947
André Gide (22 Kasım 1869, Paris, Fransa – 19 Şubat 1951) –  
“Pastoral Senfoni”, 
“Kalpazanlar”, 
 “Ayrı Yol"
1948
Thomas Stearns Eliot (26 Eylül 1888, St. Louis, Missouri, ABD – 4 Ocak 1965) – ”, “İhtiyar Farenin Kediler Kılavuzu”
1949
William Faulkner (25 Eylül 1897, New Albany, Mississippi, ABD – 6 Temmuz 1962) – 
“Ses ve Öke”,“Köy’’, " Ağustos Işığı", "Çılgın Palmiyeler", "Abşalom Abşalom"
1950
Bertrand Russell (18 Mayıs 1872, Birleşik Krallık – 2 Şubat 1970) –  “Eğitim Üzerine”, “İnsanlığın Yarını", "Aylaklığa Övgü"
1951
Pär Lagerkvist (23 Mayıs 1891, İsveç – 11 Temmuz 1974) –  “Yeryüzü Sürgünü”
1952
François Mauriac (11 Ekim 1885, Bordeaux, Fransa -1 Eylül 1970) –”, “Yılan Düğümü”
1953
Winston Churchill (30 Kasım 1874, Birleşik Krallık – 24 Ocak 1965) – Politikacı.
1954
Ernest Hemingway (21 Temmuz 1899, Illinois, ABD – 2 Temmuz 1961) –
 “Çanlar Kimin İçin Çalıyor”,
 “Silahlara Veda”, "Afrika’nın Yeşil Tepeleri”, “Yaşlı Adam ve Deniz”
1955
Halldór Laxness (23 Nisan 1902, Reykjavík, İzlanda – 8 Şubat 1998) – “Özgür İnsanlar”
1956
Juan Ramón Jiménez (24 Aralık 1881, Moguer, İspanya – 29 Mayıs 1958) –”, “Ruhsal Sone”
1957
Albert Camus (7 Kasım 1913, Fransız Cezayiri – 4 Ocak 1960) – "Sisifos Söyleni",  "Mutlu Ölüm",  "Yabancı", "Başkaldıran İnsan", "Veba","Düşüş"
1958
Boris Pasternak (10 Şubat 1890, Moskova, Rusya – 30 Mayıs 1960) – Boris Pasternak, Sovyetler Birliği Hükümeti’nin baskısı üzerine bu ödülü reddetmek zorunda kalmıştır. “İnsanlar ve Haller
1959
Salvatore Quasimodo (20 Ağustos 1901, İtalya – 14 Haziran 1968) “Güngünüstüne”
1960
Saint-John Perse (31 Mayıs 1887, Guadeloupe – 20 Eylül 1975) – Fransız şair ve diplomat.  “Sözcükler Denizi”
1961
Ivo Andric (9 Ekim 1892, Travnik, Bosna-Hersek – 13 Mart 1975) – “Drina Köprüsü”,
 “Travnik Günlüğü”
1962
John Steinbeck (27 Şubat 1902, Kaliforniya, ABD – 20 Aralık 1968) -“Fareler ve İnsanlar”,  “Gazap Üzümleri,  "Bitmeyen Kavga" 
1963
Giorgos Seferis - (13 Mart 1900 – 20 Eylül 1971) – Urla doğumlu Yunan şair. Daha çok Yorgos Seferis olarak bilinir. “Üç Kırmızı Güvercin”
1964
Jean-Paul Sartre (Reddetti) (21 Haziran 1905, Paris, Fransa – 15 Nisan 1980) – Kendisine verilen diğer tüm resmi ödülleri reddettiği gibi Nobel Edebiyat Ödülünü de reddetmiştir. “Bulantı”, “Varoluşçuluk”, “Varlık ve Hiçlik”, “Akıl Çağı
1965
Mihail Şolohov (24 Mayıs 1905, Vyoshenskaya, Rusya – 21 Şubat 1984) – “Durgun Don"
1966
Shmuel Yosef Agnon (17 Temmuz 1888, Buchach, Ukrayna – 17 Şubat 1970) –
“Tılsım”
Nelly Sachs (10 Aralık 1891, Schöneberg, Almanya – 12 Mayıs 1970) – Alman asıllı İsveçli kadın yazar ve şair. “Akkor Bilmeceler
1967
Miguel Ángel Asturias (19 Ekim 1899, Guatemala – 9 Haziran 1974) – “Kasırga”
1968
Yasunari Kawabata (11 Haziran 1899, Osaka, Japonya – 16 Nisan 1972) –Karlar Ülkesi
1969
Samuel Beckett (13 Nisan 1906, Foxrock, İrlanda – 22 Aralık 1989) –  “Üçleme”, Üçleme 2″,Üçleme 3” Godot’ yu Beklerken
1970

Aleksandr Soljenitsin (11 Aralık 1918, Kislovodsk, Rusya – 3 Ağustos 2008) –”, “İvan Denisoviç’in Bir Günü’’
1971
Pablo Neruda (12 Temmuz 1904, Parral, Şili – 23 Eylül 1973) – “Sevdiğime Seslenir Gibi”
1972
Heinrich Böll – (21 Aralık 1917, Köln, Almanya – 16 Temmuz 1985) – “Fotoğrafta Kadın da Vardı”, “İlk Yılların Ekmeği”, “Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru”, “Dokuz Buçukta Bilardo”, “
1973
Patrick White – (28 Mayıs 1912, Londra, Birleşik Krallık – 30 Eylül 1990) – “Çöl”
1974
Eyvind Johnson (29 Temmuz 1900, İsveç – 25 Ağustos 1976) –  “Yaşamak Dediğin”
Harry Martinson (6 Mayıs 1904, İsveç – 11 Şubat 1978)
1975
Eugenio Montale (12 Ekim 1896, Cenova, İtalya – 12 Eylül 1981) – “Xenia”
1976
Saul Bellow (10 Haziran 1915, Lachine, Kanada – 5 Nisan 2005) – ‘’Boşlukta Sallanan Adam’’, "Günü Yaşa", "Herzog"
1977
Vicente Aleixandre (26 Nisan 1898, Sevilla, İspanya – 14 Aralık 1984) – “Kılıçtan Keskin Dudaklar”
1978
Isaac Bashevis Singer (21 Kasım 1902, Leoncin, Polonya – 24 Temmuz 1991) – Polonya kökenli Amerikalı yazar.  “Toplu Öyküler”
1979
Odysseas Elytis (2 Kasım 1911, Kandiye, Yunanistan – 18 Mart 1996) – “Övgüler Olsun Sana”
1980
Czeslaw Milosz (30 Haziran 1911, Litvanya – 14 Ağustos 2004) – “Tutsak edilmiş Akıl”
1981
Elias Canetti (25 Temmuz 1905, Rusçuk, Bulgaristan – 14 Ağustos 1994) – Eserlerini Almanca yazmıştır. “Körleşme’’, "Kitle ve İktisat", "İnsanın Taşrası", 
Marekeş'te Sesler"
1982
Gabriel García Márquez (6 Mart 1927, Kolombiya – 17 Nisan 2014) – “Yüzyıllık Yalnızlık”,  “Kırmızı Pazartesi”,  “Kolera Günlerinde Aşk”,  “Albaya Mektup Yok” 
1983
William Golding (19 Eylül 1911, Newquay, Birleşik Krallık – 19 Haziran 1993) – “Sineklerin Tanrısı”
1984
Jaroslav Seifert (23 Eylül 1901, Žižkov, Çek Cumhuriyeti – 10 Ocak 1986)
1985
Claude Simon (10 Ekim 1913 – 6 Temmuz 2005) – Fransız yazar.  “Tramvay”
1986
Wole Soyinka – 13 Temmuz 1934, Abeokuta, Nijerya doğumlu.
1987
Joseph Brodsky (24 Mayıs 1940, St. Petersburg, Rusya – 28 Ocak 1996) – Rus asıllı Amerikalı şair.
1988
Necip Mahfuz (11 Aralık 1911, Kahire, Mısır – 30 Ağustos 2006) “Ezilenler
1989
Camilo José Cela (11 Mayıs 1916, İspanya – 17 Ocak 2002)–  “Arı Kovanı
1990
Octavio Paz (31 Mart 1914, Meksika – 19 Nisan 1998) –  “Öteki Ses"
1991
Nadine Gordimer (20 Kasım 1923 – 13 Temmuz 2014) – Güney Afrikalı kadın yazar. “Başka Dünyalar
1992
Derek Walcott - (23 Ocak 1930, Saint Lucia – 17 Mart 2017) – Saint Lucialı şair, yazar ve ressam.
1993
Toni Morrison – 18 Şubat 1931, Ohio doğumlu ABD’li kadın yazar. “En Mavi Göz”
1994
Kenzaburo Oe – 31 Ocak 1935, Japonya doğumlu yazar.  “Kişisel Bir Sorun”
1995
Seamus Heaney – (13 Nisan 1939, Castledawson – 30 Ağustos 2013), İrlandalı yazar. “Kuzey”
1996
Wislawa Szymborska (2 Temmuz 1923, Kórnik – 1 Şubat 2012) Polonyalı kadın yazar.  “Başlıksız Olabilir”.
1997
Dario Fo -(24 Mart 1926, Sangiano, İtalya – 13 Ekim 2016), İtalyan yazar. “Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi”
1998
José Saramago (16 Kasım 1922 – 18 Haziran 2010) – Portekizli yazar. “Körlük", "Görmek", "Kabil", "Kopyalanmış Adam"
1999
Günter Grass – 16 Ekim 1927, Gdansk, Polonya doğumlu Alman yazar.  "Teneke Trampet"
2000
Gao Xingjian – 4 Ocak 1940, Ganzhou, Çin doğumlu yazar, çevirmen, eleştirmen ve ressam. “Ruh Dağı”, “Yalnız Bir Adamın Kitabı”
2001
Vidiadhar Surajprasad Naipaul – 17 Ağustos 1932, Trinidad doğumlu Britanyalı yazar. “Büyülü Tohumlar”
2002
Imre Kertész – 9 Kasım 1929, Budapeşte, Macaristan doğumlu. “Kadersizlik
2003
John Maxwell Coetzee – 9 Şubat 1940, Güney Afrika doğumlu yazar ve akademisyen.  “Utanç"
2004
Elfriede Jelinek – 20 Ekim 1946, Avusturya doğumlu, kadın feminist oyun yazarı ve romancı. “Piyanist"
2005
Harold Pinter – 10 Ekim 1930, Londra doğumlu İngiliz oyun yazarı, senarist, şair, tiyatro yönetmeni ve aktör.  “Ay Işığı”
2006
Orhan Pamuk – 7 Haziran 1952, İstanbul doğumlu. Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Türk yazar. Kitapları: “Kara Kitap”, “Masumiyet Müzesi”, “Benim Adım Kırmızı”, “Kar”, “Cevdet Bey ve Oğulları”, “Yeni Hayat”, “Beyaz Kale”, “Sessiz Ev”,“İstanbul – Hatıralar ve Şehir”, "Veba Gecesi"
2007
Doris Lessing – 22 Ekim 1919, Kirmanşah, İran doğumlu Britanyalı kadın yazar (İngiltere/Britanya).  “Son Aydınlık Yaz”
2008
Jean-Marie Gustave Le Clézio – 13 Nisan 1940, Nice, Fransa doğumlu.  “Çöl”
2009
Herta Müller – 17 Ağustos 1953, Romanya doğumlu Alman kadın yazar. “Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım’’
2010
Mario Vargas Llosa – 28 Mart 1936, Peru doğumlu.  “Yeşil Ev”
2011
Tomas Gösta Tranströmer – 15 Nisan 1931, Stockholm, İsveç doğumlu şair, psikolog ve çevirmendir.  “Hüzün Gondolu”, “İzmir Saat Üç”
2012
MoYan (Guan Moye) – 17 Şubat 1955, Gaomi, Çin doğumlu. Gerçek adı Guan Moye’dir, ancak Çince “sakın konuşma!” anlamına gelen Mo Yan mahlasını kullanır. Sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğaltılan Çinli yazarlar arasında en meşhurudur. “Kızıl Darı Tarlaları”
2013
Alice Munro – 10 Temmuz 1931, Kanada doğumlu kadın yazar.  “Sevgili Hayat”
2014
Patrick Modiano – 30 Temmuz 1945, Boulogne-Billancourt, Fransa  doğumlu. “En Uzağından Unutuşun”
2015
Svetlana Aleksiyeviç – 31 Mayıs 1948,  İvano-Frankivsk, Ukrayna doğumlu kadın yazar. Kızıl İnsanın Sonu”
2016
Bob Dylan – 24 Mayıs 1941, ABD doğumlu. Asıl adı: Robert Allen Zimmerman.
2017
Kazuo Ishiguro – 8 Kasım 1954, Japonya doğumlu İngiliz romancı. “Beni Asla Bırakma”, “Günden Kalanlar”, “Gömülü Dev”
2018
Olga Tokarczuk- 29 Ocak 1962 Polonya – ‘’Koşucular"
2019
Peter Handke - 6 Aralık 1942- Avusturya - ‘’Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl’’
2020
Louise Glück - 22 Nisan 1943 - New York ABD -
"Seçme Şiirler"
2021
Abdulrazak Gurnah -(20 Aralık 1948 - Zanzibar Sultanlığı) : " Son Hediye", "Kumdan Yürek", "Terkediş", "Deniz Kenarında"
2022
Annie Ernaux - 1 Eylül 1940 Fransa : "Seneler", "Babamın Yeri", "Boş Dolaplar", "Yalın Tutku"

📚


4 Kasım 2022 Cuma

WİLLİAM FAULKNER "AĞUSTOS IŞIĞI"

 #WilliamFaulkner 📚 #AğustosIşığı


Özgün adı ile "Light in August" olan "Ağustos Işığı" Nobel Ödüllü yazar William Faulkner’ın 1932 tarihinde yayımlanan ırkçılık sorununu ele aldığı başyapıtlarından biridir.

Yazar, Amerika’daki Irkçılık sorununu; baba tarafından zenci kanı taşıyan beyaz bir adam olan Joe Christmas’ın hayatını merkez alarak deşmiş, iç içe öykülerle şekillendirmiştir.

Çocukluğundan itibaren lanetlenmeye ve suç işlemeye alışkın olan Joe Crhristmas, ırkçılığın üretetiği kötü karakterlerlerden sadece birisidir, işlemek zorunda kaldığı suçlar yüzünden sürekli kaçmakta ve gittiği her yerde bir başka kötü olaya karışmaktadır. Ne yöne gitse dışlanmışlığın kısır döngü içinde kalan Joe Christmas her yere, herkese yabancı olduğunu hisseder. 

Roman, aşağılanmaya alışmış, hor görülmeyi kanıksamış bir adamın kötülüklere kötülükle cevap vermesiyle ırkçılığın ve buna bağlı davranışların doğurduğu ağır sonuçları aktarmaya çalışmıştır.

#altınıçizdiğimsatırlar 📝

* En derin kitap bile nasıl yanlış çıkıyor hayata uygulanınca.

* Görünü­şe bakılırsa, insan hemen hemen her şeye dayanabiliyor. Hiç yapmadığı şeylere bile dayanabiliyor. Bazı şeylerin dayanıl­maz olduğu düşüncesine bile dayanabiliyor. Şöyle bir ken­dini bırakıp otursa, ağlasa, bunu yapmayacağını bilmeye de dayanıyor. Arkasına bakmamaya bile dayanıyor, bakmanın ya da bakmamanın bir işine yaramayacağını bildiği halde.

* İnsanlar tuhaf oluyor. Bir düşünceye ya da herhangi bir şeyi yapmaya kapılamazlar yeni bir sebep bulamadıkça. Ve sonra yeni bir sebep bulunca, hemen degişiverirler zaten.

* Bütünüyle köksüz bir hava vardı üstünde, sanki onun olan hiçbir kasaba ya da kent yokmuş gibi, hiçbir sokak, hiçbir duvar, evi olsn hiçbir toprak parçası yokmuş gibi. Ve bilgisini her zaman yanında bir sancak gibi taşıyordu sanki, insafsız, yapayalnız ve neredeyse gururlu bir havayla.

*Bir insan her zaman şimdi çektiği sıkıntılardan çok ileride çekebileceği sıkıntılardan korkar. Bir değişikliği göze alamaz da, alışık olduğu sıkıntılarına dört elle sarılır. Evet. Çoğu adam yaşayan insanlardan nasıl kaçıp kurtulmak istediğini anlatır. Ama ölü insanlardır zarar veren. Sessizce bir yerlerde yatıp onu yakalamaya çalışmayan ölülerdir, kaçamadığı.

* Boş bir sokakta yürüyen bir büyük adam kadar yapayalnız görünen bir şey yoktur yeryüzünde.

* Az zamanda öğreteceğim sana, en fazla tiksinilecek iki şeyin miskinlik ve boş düşünce, iki erdemin de çalışma ve Tanrı korkusu olduğunu.

* İnsan yapıyor yaratıyor, taşıyabileceğinden ya da taşıması gerekenden çok fazlasını. Böylece anlıyor her şeye katlanabileceğini.

* Vicdanın kabul edemediği şeyi yara kabuğu gibi koparabilmek insan zihninin faydalı bir yeteneğidir.

* Bir insanın kötü olmadan yapabileceği gizli şeyler vardır, muhterem. Başkalarına nasıl görünürse görünsün.

* Bir başka kadının ayağını yerden ilk keseceklerden biri de kendisidir, ama bir başına bütün memleketi yürüyerek dolaşır hiç utanç duymadan; çünkü bilir ki insanlar, erkekler, ona yardım edeceklerdir. Kadınlara aldırış bile etmiyor. Ona bu dert bile sayamadığı şeyi veren kadın değildi ki.

* Bir kadın evlenmeyegörsün ya da evlenmeden şişirsin göbeğini, o anda kadın soyundan ve cinsinden ayırır kendini ve hayatının geri kalanını erkek soyuyla birleştirmeye çalışarak geçirir. İşte bunun için enfiye kullanır ya da sigara içer ya da oy vermek isterler.