15 Eylül 2024 Pazar

ORHAN PAMUK "SESSİZ EV"


Orhan Pamuk 📖 Sessiz Ev

Sessiz Ev, Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk‘un Cevdet Bey ve Oğulları adlı ilk romanından sonra 1983 yılında yayımlanan ikinci romanıdır.

Roman, üç kardeşin babaannelerini ziyaret etmek üzere gittikleri İstanbul yakınlarındaki Cennethisar Kasabası'nda geçirdikleri bir haftayı anlatır.

Orhan Pamuk, Sessiz Ev kitabını 32 bölüm halinde kurgulamıştır. Romanda çoğulcu kahraman bakış açısı ve anlatıcısı kullanılmıştır. Her bölüm farklı karakterlerin gözünden anlatılmaktadır. Romandaki zamanın, 12 Eylül 1980’de yaşanan askerî darbeden kısa bir süre önce geçmesi nedeniyle darbeden önceki siyasî ve toplumsal gerginlikler romanda hissedilmektedir.

Biri tarihçi, biri devrimci bir öğrenci, diğeri de zengin olmayı kafasına koymuş üç torunun, 1980 yazında İstanbul’dan elli kilometre uzakta, Cennethisar’da yaşayan babaannelerinin konağında geçirdikleri bir haftanın öyküsüdür.

Büyükbaba Selahattin Darvınoğlu’nun ölümünden sonra ortak yaşamının eşi Fatma Darvınoğlu tarafından anlatılması ve çok çeşitli hayatların romana dâhil edilip okuyucuya sunulması romanın konusu ve olay öğüsünü oluşturmaktadır.


📌Romandaki baş karakterler: 

*Roman özellikle başkahraman babane Fatma Hanım’ın bakış açısından anlatılır. Doksan yaşında ve çok şey görüp geçirmiş bir kadın olan babane sert mizaçlı, geçmişindeki kalıplara sarılmış, örf adet ve törelere bağlı, doktor eşine rağmen bilimden ve ilerlemeden hayatın değişmesinden rahatsız olan bağnazlikta biridir.

*Büyükbaba Selahattin Darvınoğlu, Meşrutiyet dönemi doktor olan bir aydındır. Batılı düşünce sistemi ile geleneksel değerler arasında bocalayan bir tiptir, ittihatçılar tarafından sürgün edilmiştir. Romanda öldükten sonraki dönemde karşımıza çıkar ve eşinin anlattıkları ile okuyucuya yaşadığı dönem ve kendisi tanıtılır. 

*Fatma Hanım ve Selahattin Darvınoğlu’nun kaymakam olan oğulları Doğan babasının kopyasıdır ve kitapta o da öldükten sonraki dönemde annesi tarafından aktarılır.

*Büyük torun tarihçi Faruk Darvınoğlu, tarihi gündelik olaylarla süslemeyi ve bir edebî metne dönüştürmeyi amaç edinmiştir. Kendisini içkiye kaptırmış, hayatta kaybettiklerini unutmaya çalışan ve gelecekten umudu olmasada tarihi araştırmalarla hayata tutunmaya çalışmaktadır.

*Torunlardan ikincisi Nilgün Darvınoğlu, üniversite öğrencidir, romandaki sol görüşlü kişiler Nilgün şahsında anlatılır. Nilgün, akrabası sağ görüşlü Hasan tarafından aşkına karşılık bulamayınca siyasi görüşü bahane edilerek öldülür.

*Üçüncü torun Metin,Cennethisar’a biraz olsun eski günleri tazelemek ve yeni aşklar yaşamak için gelmiş biri. Kasabadaki arkadaşlarıyla birlikte dolaşıp zaman öldürür. Ve ileride çok zengin olup hayatının kurtulmasını hayal eder.



Altını Çizdiğim Satırlar 📝

* Okumak en iyi şey, oku ve öğren, çünkü yapılacak o kadar çok şey var ki...

* Mide karanlık, bilinmeyen bir alemdir ki bir tek Yunus Peygamber bilir.

* Nedir zaman denilen şey? Nedir çare diye beklediğim?

* Bizde de bir rönesans, bir bilim

uyanışı gerektiğini artık kesinlikle anlamış

vaziyetteyim...

* Çarpım tablosu ezberlemekle olmaz her şey.

*  Bütün bu bilimi biz, yalnız oradan alıp buraya taşımak değil, yeniden bulmak zorundayız.

* Ama, o ruhsuz, ahmak, budalalar bana gülecek diye istediğimi yapamayacak değilim ben!

* Şöyle geliyor bana: Sanki olmasını istediğim şeyler çok yavaş oluyor ve olurken de onları düşündüğüm ve beklediğim gibi olmuyorlar; hepsi sanki beni öfkelendirmek için ağır ağır geliyorlar ve sonra birden bir bakıyorsun, hemen geçip gitmişler bile.

* Ölüm! Düşünürüm, korkarım, çünkü insan merak eder.

* Uzun, upuzun bir hikâye hayat...

* Sanki dünya bana yeni bir şey gösterebilirmiş gibi, bekledim bekledim...

*... balkon o çıkıntının adı, özgürlüğe açılan penceredir ne güzel manzara değil mi

* Gördüğün gibi pencerelere kafes de yaptırmıyorum, ne çirkin söz, kadınlar kuş mu, hayvan mı, özgürüz hepimiz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder