30 Aralık 2021 Perşembe

FYODOR DOSTOYEVSKİ " ECİNNİLER"

 


#Dostoyevski #Ecinniler 📚 #Demons 

Ecinniler, Fyodor Dostoyevski'nin 1870 ile 1872 yılları arasında Sibirya sürgününden döndükten sonraki dönemde yazdığı romanıdır.

Önemli politik-gerilim romanlardan biri olan Ecinniler 19. yüzyılın ikinci yarısında ateizm, nihilizm ve sosyalizm gibi ideolojilerin toplumsal yapı üzerindeki etkilerini, olağan düzen ve devrim arasında sıkışıp kalan halkın duygu ve düşüncelerindeki sancıları ve hayatlarındaki tahribatları ortaya koymaya çalışır.

"Çoksesli roman''ın kurucu metinlerinden biri olan Ecinniler‘de politikayla teoloji, bugün ile tarih, melodramla romans, komedya ile tragedya, korku ile cesaret, yanyana ve karşı karşıya gelir. 

İnanç, inkar, suç, vicdan, bağışlamak, bağışlanmak ve tüm iç hesaplar arasında sıkışıp kalan tarajik hayatların hikayesi "Ecinniler" dönemin Batı düşüncelerinin halk üzerindeki olumlu/olumsuz etkilerini aktarır.


ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR 📝

* İnsanın, kendi mutluluğundan çok, bir yerlerde herkes için, her şey için eksiksiz, sakin bir mutluluğun var olduğunu bilmesi gerekli... İnsanoğlunun varoluşunun temel yasası, onun, mutlak yücelik önünde eğilmeyi bilmesinden başka bir şey değildir. İnsanları bu mutlak yücelikten yoksun bırakın, yaşamak istemeyecek, umutsuzluk içinde öleceklerdir. Ölümsüzlük ve sonsuzluk insanoğlu için üzerinde yaşadığı şu küçücük gezegen kadar gereklidir.

* Yaşama yeniden başlamayı ne kadar isterdim! –dedi müthiş canlı bir sesle.– Hayatın her dakikası, her anı haz vermeli insana, ferahlık, mutluluk vermeli. Evet, kesinlikle böyle olmalı! İnsan bir görev olarak hep bunu gerçekleştirmeye çalışmalı: Yasasıdır çünkü bu insanın; gizli, ama gerçeklikte var olan bir yasa.

* Her şeye boş vererek, hayatı dışarıdan bir seyirci gibi izler olmuştu.

* Dünyayla ilgimizi kesmek ve tümüyle özgür olmak için, il faut pardonner, pardonner et pardonner! (bağışlamak, bağışlamak ve bağışmalak gerek.)

* Tüm insanlığı ilgilendiren ideallere ulaşabilmek, anlık bedensel zevklerden çok daha üstündür.

* Yüce düşüncelerin her zaman yüce yayıncıları olmuyor!

* Ben şimdi Amerika'sı olmayan bir Kolomb'un. Amerikasız Kolomb'un aklı başında olabilir mi?

* Birden akla geliverdiğinde insana her zaman yepyeniymiş gibi gelen düşüncelerle doludur kafamız.

* İnsanoğlu mutlu olduğunu bilmediği için mutsuz; yalnızca bu nedenle mutsuz. Hepsi bu! Her şey bundan ibaret! Bunu öğrenen hemen o anda mutlu olur.

* Bir düşüncenin ortaya çıkabilmesi için her şeyden önce insanın çalışıp çabalaması, emek vermesi, bizzat bir uygulama içinde olması gerektiğini nasıl anlamazlar! Vermeden hiçbir şey alınamaz. Önce çalışacağız, sonra kendi düşüncemiz olacak. Fakat biz hiçbir zaman çalışmadığımız için bugüne dek bizim yerimize çalışanlar, yani işte bildiğiniz Avrupa, Almanlar, yani iki yüz yıldır bizim öğretmenimiz olanlar bizim yerimize düşünce sahibi oldular.

* Toplumun bütün üyeleri birbirini gözetliyor ve herkes birbirini ihbar etmek zorunda. Tek tek her birey bütüne, bütün de tek tek bireylere ait. Herkes köle ve herkes kölelikte birbirine eşit. Çok özel durumlarda iftira ve cinayet mümkün, ama temel ilke eşitlik. En öncelikli işlerden biri eğitim, bilim ve yetenekte düzeyi düşürmek. Çünkü yüksek düzeyde bilime ancak üstün yeteneği olanlar ulaşabilir! Üstün yetenekli olanlar da her zaman iktidarı ele geçirmiş, sonra despotlaşmışlardır. Despot olmamak ellerinde değildir bunların, neden oldukları ahlaksızlık, her zaman sağladıkları yarardan daha çok olmuştur; bunlar ya hep sürülürler ya da idam edilirler. Cicero’ların dili kesilir, Kopernik’lerin gözleri oyulur, Shakespeare’lerse taşlanır; Şigalyovculuk işte budur! Köleler eşit olmalı; despotizm olmadan ne özgürlük, ne eşitlik olur; ama sürüde eşitlik var.

* Boş inançlar, elbette eskimiş şeylerdir ve yok edilmeleri gerekir; isim günü kutlamalarına gelince, herkesin bildiği gibi aptalca ve son derece eskimiş şeylerdir, değerli zamanlarımızı harcamaya değmez onlara... Dünyada ne çok zaman harcanmıştır bu boş şeyler için. Dolayısıyla insanoğlu zekasını daha gerekli şeylere yönlendirebilir...

* Hepimiz nerede yaşadığımızı, karşımızda kimin olduğunu bilmek zorundayız. İnsan bütün yaşamını kendi hayal dünyasında geçirmez ki!

* İnsan yaşamının ikinci yarısının, tümüyle ilk yarıda biriktirilen alışkanlıklardan ibaret olduğu demek doğruymuş.

* Gerçeğe karşı konulamaz. Yahudiler gerçek Tanrı'yı bekleyerek yaşadılar ve dünyayı gerçek Tanrı'ya bıraktılar. Yunanlılar doğayı tanrılaştırdılar ve dinlerini, yani felsefe ve sanatlarını dünyaya miras bıraktılar. Roma, halkı devlette tanrılaştırdı ve halka devleti miras bıraktı. Fransa, uzun tarihi boyunca Roma tanrısı düşüncesini geliştirdi, bu düşüncenin timsali oldu; Fransa eğer iman ettiği Roma tanrısını kaldırıp cehennemin dibine attıysa ve kendini şimdilerde sosyalizm diye adlandırdıkları ateizme vurduysa, bunun tek nedeni ateizmin Roma Katolikliği'nden yine de daha sağlıklı olmasıdır. Büyük bir ulus, gerçeğin yalnızca ve münhasıran kendisinde olduğuna ve bu gerçeklikle her şeyi yeniden canlandırıp kurtarma olanağının bir tek kendisinde bulunduğuna, bu görevin bir tek kendisine verildiğine inanmazsa, hemen o anda büyük halk olmaktan çıkar ve etnografik bir malzemeye döner.

* Hiçbir halk bilim ve akıl ilkelerine göre oluşmaz. Bir tek örneği yoktur bunun. Belki bir an için tesadüfen böyle bir aptallık olmuştur. Sosyalizm özünde ateist olmalıdır, çünkü daha en başından kendisi ateistliğini, münhasıran bilim ve akıl ilkelerine dayanarak oluşacağını açıklıyor. Akıl ve bilimin halkların hayatındaki rolüyse hem bugün, hem geçmişte hep ikincil olmuştur ve sonsuza dek de böyle olacaktır. Halkların oluşumuyla devinimi kaynağı belirsiz, açıklanamaz, buyurucu ve egemen bambaşka bir gücün etkisiyle olur. Bu güç, sonuna dek gitmeye duyulan şiddetli arzunun ve aynı zamanda da bu sonu yadsımanın gücüdür. Hiç durmadan kendi varlığını onaylamanın ve ölümü yadsımanın gücüdür. Kutsal Kitap’ta da denildiği gibi hayatın ruhudur ve “diri su ırmağı”dır, ki Vahiy’de bir tehdit olarak kuruyacağı söylenir bu ırmağın. Filozofların estetik ilkeler dedikleri şeydir; yine filozofların ahlak ilkeleriyle özdeşleştirdikleri şeydir. Ya da benim çok basit olarak “Tanrı’yı arayış” dediğim şeydir. Tarihin her döneminde her halkın, her hareketi tek bir amaca yöneliktir: Tanrı’yı, kendi Tanrı’sını, yalnızca ona özgü olacak Tanrı’yı arama ve biricik hakikat olarak ona inanma. Tanrı, bir halkın varoluşunun en başından yok oluşuna dek koruduğu yapay kişiliğidir. Bütün halkların ya da bir grup halkın ortak Tanrı’sı olmamıştır hiçbir zaman, her halkın kendi Tanrı’sı olmuştur. Birkaç halkın Tanrı’sının ortak olması yok oluş işaretidir. Tanrılar, ortak Tanrı’ya dönüştüler mi ölürler; onlara duyulan inanç da, onlara inanan halkla birlikte ölür. Bir halk ne kadar güçlüyse, o kadar kendine özgü, o kadar özel bir Tanrı’sı var demektir. Dini olmayan, yani iyi ve kötü kavramından habersiz bir halk gelmemiştir yeryüzüne. Her halkın kendi iyi ve kötü anlayışı, kendi iyisi ve kötüsü vardır. Birden çok halkın iyi ve kötü kavramları ortak olmaya başladı mı bu halklar yok olur, iyiyle kötü arasındaki fark da silinir gider. Aklın hiçbir zaman iyiyle kötüyü ayırabilecek gücü yoktur; bunu yaklaşık olarak bile yapamaz. Tam tersine en acınası, en utanç verici biçimde birbirine karıştırmıştır bunları. Bilime gelince sunabildiği tek şey hep güce dayalı kaba çözümler olmuştur. Bundan dolayı da asıl öne çıkan yarı-bilim olmuştur: yarı-bilim, insanlığın bu yüzyıla dek gördüğü en büyük baş belasıdır; koleradan da, açlıktan da, savaşlardan da beter bir zalimdir. Öyle bir zalim ki, kendi rahipleri, kulları vardır; öyle bir zalim ki, kulları aşkla, bağnazlıkla önünde secdeye varır, bilim bile karşısında tir tir titreyerek utanç verici bir biçimde siner. Bunların hepsi sizin sözleriniz Stavrogin! Yalnızca yarı-bilim üzerine söylediklerim bana ait! Çünkü ben de ancak bir yarı-bilimim; ondan böylesine nefret etmem de bu yüzden. Ama sizin düşüncelerinizde, hatta sözlerinizde hiçbir değişiklik yapmadım.

📌 Kronolojik Sırayla Dostoyevski Okuma Rehberi 📖 * İnsancıklar (1846) (İletişim Yayınlayları) * Öteki (1846) (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) * Ev Sahibesi (1847) ( İş Kültür yayınları) * Beyaz Geceler (1848) (Can Yayınları) * Stepançikovo Köyü (1859) (İş Kültür Yayınları) * Ezilenler (1861) (İş Kültür Yayınları) * Ölüler Evinden Anılar (1862) ( İş Kültür Yayınları) * Yeraltından Notlar (1864) (İş Kültür Yayınları) * Suç ve Ceza (1866) (Can Yayınları) * Kumarbaz (1867) (İş Kültür Yayınları) * Budala (1869) (İş Kültür Yayınları) * Ecinniler (1872) (İş Kültür Yayınları) * Bir Yazarın Günlüğü (1873) (YKY) * Delikanlı (1875) (İletişim Yayınları) * Karamazov Kardeşler (1881) (İş Bankası Kültür Yayınları) 📌 Henri Troyat "Dostoyevski Biyografisi" (İletişim Yayınlayları)




10 Aralık 2021 Cuma

FYODOR DOSTOYEVSKİ "BUDALA/ İDİOT"

 


#Dostoyevski #FyodorDostoyevski 📚

#Budala #İdiot 



Budala ( Идиот, Idiot),  Dostoyevski'nin 1868 yılında yazdığı ilk büyük aşk romanı, aynı zamanda yazarın psikolojik sorunlarını ve toplumdaki varoluşunu yansıtan eserlerinden biridir. Eser birçok yönden yazarının hayatından derin izler taşır. Prens Mışkin karakteriyle kurgulanan karakterle sara hastalığı ile mücadele ederken sevgi dolu, dürüst bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumun ne kadar ikiyüzlü bir sistem üzerine kurulduğunu gözler önüne sermektedir. Dostoyevski, iki yüzlü insanlarla dolu bu dünyada dürüst kalmanın budala olarak nitelendirildiğini vurgulamıştır. Psikolojik analizlerin, karakter tahlillerinin ve ruhsal çözümlemelerin yoğun olduğu romanda, ideal insan tipinin budala olarak kabul edildiğini göstermek istemiştir. Prens Mışkin'i, dürüstlüğü, çıkarsız sevgisiyle ve kötülükle mücadelesiyle İsa’yı anımsatan bir karakter olarak tasvir etmiştir. Dostoyevski, iyi yürekli, inançlı Prens Mışkin’in çevresiyle ilişkilerini karşılıklı olarak ele alır.

Dostoyevski diğer romanlarında olduğu gibi bu romanında da Rus toplumuna karşı eleştirilerde bulunmuş ve Rus halkının karakteristik özelliklerini tahlil etmiştir. Yazar, Rus toplumunu üç gruba ayırmıştır; yüksek tabaka, yüksek tabakaya çıkmaya çalışanlar ve alt tabakadakiler. 


Budala’yı Dostoyevski'nin diğer eserlerinden ayıran en önemli özellik; insanlığın tüm hallerini titizlikle analiz ederek açığa çıkarabilmesidir.




ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR 📝


* Mucitlere, dâhilere kendi aralarında çalışmalarının başlangıcında ( çoğu zaman sonunda da) toplum içinde aptal gözüyle bakılır.

* Çağdaş toplumumuzda bir insana zayıf karakterli, özel bir yeteneği ve orijinalliği bulunmayan, sıradan biri olduğunu söylemekten daha onur kırıcı bir şey yoktur.

* Korkunç derecede sinirli, kuşkucu, gururuna düşkün bir kadındır. Tıpkı rütbe verilmeyen bir memur gibi! Kendini göstermek, bizimkileri küçümsediğini göstermek istedi.

* Bazen böyle olur insana; dayanılmaz, özellikle utançla karışık hatıraları ansızın olduğu yerde bir dakika durdurur onu.

* Ruhun temizlenmesi için en iyi yol insanın geçmişini pişmanlıkla hatırlamasıdır.

* Para insana yetenek bile kazandırdığı için aşağılık, nefret edilecek bir şeydir.

* Hiç kuşku yok ki, kendine güvensizlik ve inisiyatif eksikliği bizde her zaman uygulayıcı insanın en üstün özelliği sayılmıştır, şimdi bile öyledir bu. Yeterince özgün olmamak yuzyillardan beri dünyanin her yerinde iş bilir, pratik insanın en önemli özelliği sayılır ve insanların en azından yüzde doksan dokuzu(en azındandır bu) her zaman öyle düşünmüştür, ancak yüzde biri olaya başka türlü bakmıştır ve bakmaktadır.

* Sorun onlara, her birine tek tek sorun bakalım mutluluktan ne anlıyorlarmış? Ah inanın, Kolomb Amerika'yı keşfettiği anda değil, onu keşfederken mutluydu. İnanın, mutluluğu belki de Yeni Dünya'yı keşfetmeden üç gün önce doruğa çıkmıştı, umutsuzluğa kapılan adamlarını gemiyi Avrupa'ya döndürmek üzereyken kararlarından vazgeçirdiği anda... Önemli olan Yeni Dünya değildi, yerin dibine batsındı Yeni Dünya! Neredeyse Yeni Dünya'yı görmeden, neyi keşfettiğini anlamadan ölmüştü Kolomb. Önemli olan yaşamdır, yalnızca yaşam... onun keşif süreci, sürekli ve bitmek tükenmek bilmeden yaşamı keşfetme çabası, yoksa keşfetmiş olmak değil...

* "Avrupa hayranlığını bırakalım artık, aklımızı başımıza toplayalım. Burada her şey, büyük bu yurtdışınız... bütün bu Avrupa'nız... hepsi hayal bunların, yurtdışındaki biz Ruslar da hayalden başka bir şey değiliz... unutmayın bu dediğimi ileride görüp anlayacaksınız!"


* Özelliklerine, kişiliğine dair şeylerin bir çırpıda tam olarak anlatılması zor insanlar vardır. Toplumların gerçekten de çok büyük çoğunluğunu oluşturan bu insanlara genellikle “sıradan”, “çoğunluk” denir. Yazarlar romanlarında, öykülerinde çoğu zaman toplumda belirgin özellikleri olan tipleri ele almaya ve onları canlı, sanat değeri olacak biçimde anlatmaya çalışır. Değişik özellikleri olan bu çeşit tiplere toplumda sık rastlanmaz ama, aslında bunlar gerçeğin kendinden de gerçektir.

* Bu tür ukala insanlara toplumun belli kesimlerinde kimi zaman, hatta çoğu zaman rastlanır. Her şeyi bilirler. Zamanımızın bir düşünürünün dediği gibi, yaşamda ilgi duydukları daha önemli şeyler ve görüşleri olmadığından, zekâlarının, yeteneklerinin tüm ilgisi tek bir yöndedir. Gelgelelim, “her şeyi bilirler” derken burada oldukça sınırlı bir alanın kastedildiğini bilmek gerek: Falanca nerede çalışıyor, kimleri tanır, malı mülkü ne kadardır, vali olarak nerelerde görev yapmıştır, karısı kimlerdendir, ne kadar drahoma getirmiştir, kuzeni kimdir, uzak akrabaları kimlerdir, vb. vb... Hep bu çeşit şeylerle ilgilenirler. Her şeyi bilen bu kişilerin çoğu dirsekleri aşınmış, yırtılmış giysilerle dolaşır, ayda on yedi ruble maaş alır. En küçük ayrıntısına varana kadar her şeylerini bildikleri insanlarsa, onları buna hangi sebeplerin yönlendirdiğini elbette bilmezler; oysa bu çokbilmişlerin çoğu, handiyse bütün bir bilimsel çalışma düzeyinde olan bu bilgileriyle pek rahattır, bu bilgileri nedeniyle kendilerine saygı duyar, hatta en yüksek düzeyde ruhsal doyum içinde olurlar. Hem epey de çekici bir bilim dalıdır. Bu bilimde kişisel huzurunu da, ülküsünü de en yüksek düzeyde bulmuş ve hatta bütün kariyerini yalnızca bu alanda yapmış çok bilim adamı, edebiyatçı, ozan, politikacı gördüm ben.

* Çok sık böyle gelir insanlara, ortak yanlarının olmadığını sanırlar. Oysa çok ortak yanları vardır... İnsanların tembelliğinden, bir de birbirlerini nasıl görünüyorlarsa öyle değerlendirdiklerinden, onlarda başka bir şeyler bulamadıkları için oluyor bu...

* Yaşamda ana baba olmak hedefinden önemli, kutsal ne olabilir? Ailesinden daha sıkı neye sarılabilir insan?


* (Giyotin)

-Başı bedeninden ayrılırken çok acı çekmemesi yine de iyi, dedi. Prens heyecanla kesti sözünü: - Bakın ne diyeceğim? Siz de aynı şeyi düşündünüz, herkes öyle düşünüyor... Giyotin denen makine de bunun için icat edilmiş. O zaman bir fikir gelmişti aklıma: Ya böylesi daha kötüyse? Komik geliyordur bu size, tuhafınıza gidiyordur. Ama bazen böyle şeyler geliyor insanın aklına işte. Düşünsenize: Ya işkence etseler? O zaman acı çekersin, yara bere içinde kalırsın, bedenin acıyla kıvranır. Ama bütün bunlar ruhsal ıstıraptan uzaklaştırır seni. Ölünceye kadar yalnızca yaralarının acısını hissedersin. Ama asıl ve en büyük acı belki dr yaralarının acısı değildir. En önemli olan, bir saat sonra, az sonra, on dakika sonra, biraz sonra, yarım dakika sonra, biraz sonra, o anda ruhunun bedeninden ayrılacağını, artık bir insan olmayacağını, bunun kesin olduğunu, en önemlisi de kesin olduğunu bilmendir. İşte başını giyotinin altına koyuyorsun, kocaman bıçağın yukarıdan aşağı nasıl kayarak geldiğini duyuyorsun... işte saniyenin o dörtte biri olan süre en korkuncudur... Biliyor musunuz, benim hayal gücümün ürünü değil bunlar. Çoğu kimse aynı şeyi söylemiyor mu? Buna o kadar inanıyorum ki, doğrudan açtım size düşüncelerimi. Cinayet işlediği için bir insanı öldürmek, cinayetin kendisinden de büyük bir suçtur. Mahkeme kararıyla öldürmek, eşkıyanın öldürmesiyle karşılaştırılamayacak kadar kadar korkunçtur. Haydutların gece ormanda veya başka bir yerde boğazına bıçak dayadıkları insanın içinde hâlâ bir kurtulma umudu vardır. Son ana kadar kaçıp veya yalvarıp kurtulabileceğini umar. Oysa burada, bu umutla ölmek on kez daha kolayken, o son umudu da kesinlikle alırlar elinden. Bir karar söz konusudur burada, kaçıp kurtulabilme olasılığı olmayan bir karar. İçinde korkunç bir ıstırabın bulunduğu bir karar. Savaşta bir eri getirip, topun namlusunun önüne koyup ateş edin. Erin içinde hâlâ bir kurtulma umudu vardır. Ama aynı yere ölüm cezasına çarptırıldığı kararını okuyun, ya aklını yitirir ya da ağlamaya başlar. İnsan doğasının, buna aklını yitirmeden katlanabileceğini kim söylemiş? Böylesine çirkin, yersiz, anlamsız bir hakarete ne gerek var? Kendisine ölüm kararı okunup acı çektirildikten sonra “Hadi git, bağışlandın.” denen biri vardır belki. İşte o anlatabilir bize bunu… Bu acıyı da, dehşeti de İsa anlatmıştır. Hayır, bir insana yapılacak şey değildir bu!


* Lermantov " Gazeteci, Okur ve Yazar"

"Doğu ile Batı ve çoktan resmedildi."


* İnsanın cezaevinde bile kocaman bir yaşam bulabileceğine düşünüyordum.

* Ne var ki bilindiği gibi, kendini tutkuya fazlasıyla kaptırmış bir insan, hele bir de yaşlı ise, tam anlamıyla kör olur, ortada umutlanabileceği bir şey yokken, umutlanmaya hazırdır. Ayrıca sağduyusunu yitirir, alnında yedi kat kırışık olmasına karşın, aptal bir çocuk gibi davranır.


📌 Kronolojik Sırayla Dostoyevski Okuma Rehberi 📖 * İnsancıklar (1846) (İletişim Yayınlayları) * Öteki (1846) (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) * Ev Sahibesi (1847) ( İş Kültür yayınları) * Beyaz Geceler (1848) (Can Yayınları) * Stepançikovo Köyü (1859) (İş Kültür Yayınları) * Ezilenler (1861) (İş Kültür Yayınları) * Ölüler Evinden Anılar (1862) ( İş Kültür Yayınları) * Yeraltından Notlar (1864) (İş Kültür Yayınları) * Suç ve Ceza (1866) (Can Yayınları) * Kumarbaz (1867) (İş Kültür Yayınları) * Budala (1869) (İş Kültür Yayınları) * Ecinniler (1872) (İş Kültür Yayınları) * Bir Yazarın Günlüğü (1873) (YKY) * Delikanlı (1875) (İletişim Yayınları) * Karamazov Kardeşler (1881) (İş Bankası Kültür Yayınları) 📌 Henri Troyat "Dostoyevski Biyografisi" (İletişim Yayınlayları)




4 Aralık 2021 Cumartesi

ÖLMEDEN ÖNCE OKUMAYI HEDEFLEDİĞİM KİTAPLARIN LİSTESİ



DÜNYA EDEBİYATI 📚

*HOMEROS
İlyada Destanı ✓
Odysseia Destanı ✓
*DANTE ALİGHİERİ
Yeni Dünya✓
İlahi Komedya✓
*LEV NİKOLAYEVİC TOLSTOY
Çocukluk & Gençlik &İlk Gençlik✓
Sivastopol Serisi✓
Kazaklar✓
Savaş ve Barış✓
İnsan Ne ile Yaşar ?✓
İvan İlyiç'in Ölümü✓
Anna Karenina✓
Kreutzer Sonat✓
Diriliş ✓
*FYODOR MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ
İnsancıklar✓
Öteki✓
Ezilmiş ve Aşağılanmışlar✓
Ölüler Evinden Anılar✓
Yeraltından Notlar✓
Suç ve Ceza✓
Kumarbaz✓
Budala✓
Ecinniler
Delikanlı
Karamazov Kardeşler✓
*JACK LONDON
Martin Eden✓
Vahşetin Çağrısı
Uçurum İnsanları
Beyaz Diş✓
Demir Ökçe (Distopya-ütopya)
*JACGUES ROUSSEAU
Toplum Sözleşmesi
İtiraflar
*JORGE LUİS BORGES
Kum Kitabı
Alef
Yedi Gece
*MAKSİM GORKİ
Ana
Artamonov Ailesi
*CHARLES DİCKENS
İki Şehrin Hikayesi✓
Oliver Twist✓
Kasvetli Ev
Büyük Umutlar
David Copperfield
Müşterek Dostumuz
Bay Pikvik'in Maceraları
Bir Noel Şarkısı
*HONORE DE BALZAC
Vadideki Zambak✓
Goriot Baba✓
Eugénie Grandet✓
 *MİLAN KUNDERA
Varolamanın Dayanılmaz Hafifliği
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı
*ROBERT LOUİS STEVENSON
Define Adası
Dr jekyll ve bay Hyde
Kara Ok  
*URSULA K. LE GUİN
Mülksüzler
Yerdeniz Üçlemesi 
 *JOSEPH CONRAD
Nostromo
Karanlığın Yüreği
*ALEXANDRE DUMAS (baba DUMAS)
Monte Kristo Kontu  ✓
Üç Silahşörler (Üç Silahşörler 10 Yıl Sonra & Yirmi Yıl Sonra)✓
Demir Maske
Siyah Lale
*ALEXANDRE DUMAS (Oğul DUMAS)
Kamelyalı Kadın 
*VİCTOR HUGO
Notre Dame'ın Kamburu✓
Sefiller✓
Deniz İşçileri✓
İdam Mahkumunun Son Günü✓
*NİKOLAY VASİLYEVİC GOGOL
Ölü Canlar ✓
Palto✓
Bir Delinin Hatıra Defteri✓
*THOMAS HARDY
Kaybolan Masumiyet  (Tess ismiyle de  çevirisi bulunuyor)
Çılgın Kalabalıktan Uzak
Adsız Sansız Bir Jude
*HENRY FİELDİNG
Tom Jones  (İlk basımı 1749 - Dünyada yazılmış ilk romanlardan biri)
Joseph Andrews
 *GEORGE ORWELL (Eric Arthur Blair)
Hayvan Çiftliği
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört -1984
 *EMİLE ZOLA
Germinal✓
Nana
Meyhane
*ALDOUS HUXLEY
Cesur Yeni Dünya
Krom Sarısı
Ses Sese Karşı
 *ALEKSANDR PUŞKİN
Maça Kızı
Yüzbaşının Kızı 
*FLAUBERT
Madam Bovary✓
Bilirbilmezler - Bouvard ile Peuchet
*WİLKİE COLLİNS
Beyazlı Kadın
Aytaşı
*HENRY JAMES
Yürek Burgusu
Washington Meydanı
Daisy Miller
Bir Kadının Portresi
*FRANZ KAFKA
Dönüşüm✓
Dava
Şato
Milena’ya Mektuplar✓
 *STEFAN ZWEİG
Satranç✓
Amok Koşucusu
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Geçmişe Yolculuk 
*VİRGİNİA WOOLF
Deniz Feneri
Dalgalar
Mrs. Dalloway
Kendine Ait Bir Oda✓
*JANE AUSTEN
Aşk ve Gurur✓
Mansfield Parkı
Emma
İkna
*ANTON ÇEHOV
 Martı
Vişne Bahçesi
Vanya Dayı
*EDUARDO GALEANO
Yaratılış /Ateş Anıları 1
Yüzler ve Maskeler /  Ateş Anıları: 2
Rüzgarın Yüzyılı / Ateş Anıları: 3
*MARCEL ALLAİN-PİERRE SOUVESTRE
Fantoma 1 : Suç Dehası
Fantoma 2: Boş Tabut
*WİLLİAM SHAKESPEARE
Hamlet✓
Macbeth✓
Romeo ve Juliet
Othello
Bir Yaz Gecesi Rüyası
On İkinci Gece
Kral Lear✓
Venedik Taciri
Kış Masalı
Kral Henry
Fırtına
Julius Caesar 
Antonius ve Kleopatra
Kral Richard
*MARCEL PROUST
✓*Kayıp Zamanın İzinde
1) Swann'ların Tarafı✓
2) Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde✓
3) Guermantes Tarafı✓
4) Sodom ve Gomorra✓
5) Mahpus✓
6) Albertine Kayıp✓
7) Yakalanan Zaman ✓
*JOHANN WOLFGANG VON GOETHE
Wilhelm Meister'in Çıraklık Yılları ✓
Genç Werther'in Acıları✓
Faust✓
Gönül Yakınlıkları
*JULES VERNE
80 Günde Devri Alem ✓
Dünya Merkezine Yolculuk
Denizin Altında 20bin Fersah
Aya Yolculuk 
*H. G. WELLS
Zaman Makinesi
Görünmez Adam
Dr. Moreau'nun Adası
Dünyaların Savaşı
*GEORGES PEREC
Kayboluş
ŞEYLER (Altmışlı Yılların Bir Hikayesi)
w ya da bir çocukluk hatırası
Yaşam Kullanma Kılavuzu - Georges Perec
*PAUL AUSTER
New York Üçlemesi
Ay Sarayı
Şans Müziği
*JAMES JOYCE
Dublinliler
Ulysses✓
Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi
*MARK TWAİN
Tom Sawyer'ın Maceraları 
Huckleberry Finn ‘in Maceraları
 *ITALO CALVİNO
Görünmez Kentler
Bir kış gecesi eğer bir yolcu
Kesişen Yazgılar Şatosu
*ITALO SVEVO
Senilita Yaşlılık
Zeno'nun Bilinci
*PATRİCK SÜSKİND
Güvercin
Koku
*MARGUERİTE DURAS
Lol V. Stein'ın Kendinden Geçişi
Konsolos Yardımcısı
*YUKİO MİŞİMA
Bahar Karları Bereket Denizi 1
Kaçak Atlar / Bereket Denizi 2
Şafak Tapınağı Bereket Denizi 3
Meleğin Çürüyüşü Bereket Denizi 4
*Robert Galbraith (J. K. Rowling)
Guguk Kuşu
Harry Potter 
*STENDHAL - ( Marie-Henri Beyle ) 
Kırmızı ve Siyah✓
Parma Manastırı
*GEORGE ELİOT (Mary Anne Evans)
Silas Marner  
Middlemarch✓
*İVAN TURGENYEV
İlk Aşk
Babalar ve Oğullar✓
*HENRY JAMES
Daisy Miller
Bir Kadının Portresi✓
Yürek Burgusu
*ERİCH MARİA REMARQUE
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok 
Batı Cephesi ve Dönüş Yolu
*TOM ROBBİNS 
Parfümün Dansı
Ağaçkakan
* MAGDA SZABO
Kapı✓
İsa'nın Şarkısı 
*DAN BROWN
Da Vinci Şifresi✓
Dijital Kale✓
Melekler ve Şeytanlar  
Cehennem
Başlangıç

📚

Gılgamış Destanı
Binbir Gece Masalları
Herodotos -Tarih✓
Romulus - Plutarkhos
İşler ve Günler - Hesiodos
Zincire Vurulmuş Prometheus - Aiskhylos
Don Kişot -Miguel de Cervantes✓
Doktor Faustus - Thomas Mann
Niteliksiz Adam – Robert Musil✓
Sessizlik Zamanı - Luis Martín-Santos Ribera
Kader Ağıtları- Hermann Broch
Vergilius'un Ölümü -Hermann Broch✓
Dönüşümler - Ovidius✓
Aeneis Destanı-Publius Vergilius Maro✓
Zorba-Nikos Kazancakis
Otomatik Portakal - John Burgess Wilson- Anthony Burgess
Tiffany’de Kahvaltı- Truman Capote
Uyanış - Kate Chopin
Moby Dick  -Herman Melville✓
Şeker Portakalı -José Mauro de Vasconcelos✓
Çavdar Tarlasında Çocuklar -Jerome David Salinger✓
Pal Sokağı Çocukları -Ferenc Molnár
Gulliver'in Gezileri -Jonathan Swift
Genc Bir Köy Hekimi -Mihail Bulgakov
Küçük Prens -Antoine de Saint-Exupéry✓
Fahrenheit 451  -Ray Bradbury
Gora -Rabindranath Tagore
Uğultulu Tepeler-Emily Bonte✓
Rüzgâr Gibi Geçti -Margaret Mitchell
Kuzey ve Güney -Elizabeth Gaskell
Bülbülü Öldürmek -Harper Lee
Küçük Kadınlar -Louisa May Alcott
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı -Robert M. Pirsig
İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog -Galileo Galilei
Muhteşem Gatsby -F. Scott Fitzgerald✓
Özgür İnsanlar -Halldor Laxness
İnsanlık Durumu -Andre Molraux
Sofi’nin Dünyası - Jestein Gaarde
Tatar Çölü -Dino buzzati
Oyunun kuralı-Leonardo Sciascia
Yetenekli Bay Ripley- Patricia Highsmith
Şemsiye -Will Self
Mezhaba Beş -Kurt Vonnegut
Ütopya -Thomas More
Devlet -Platon
Prens -Niccola Machiavelli
Martı Jonathan Livingston -Richard Bach✓
Küçük Kara Balık -Samed Behrengi
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git-Susanna Tamaro✓
Nietzsche Ağladığında- Irvin D. Yalom✓
Böyle Buyurdu Zerdüşt -Friedrich Nietzsche✓
Malina – İngeborg Bchmann
Alıklar Birliği – John Kennedy Toole
Nehirler Kızıl Akar - Jean Christophe Grange
Düşlerin Yorumu-Sigmund Freud
Sevgili- Marguerite Duran
Gülün Adı-Umberto Eco
Kötülük Çiçekleri Charles Baudelaire
Beydeba -Kelile ve Dimne
Yüzüklerin Efendisi-  John Ronald Reuel Tolkien
Kizil Damga -Nathaniel Hawthorne
Huzursuzluğun Kitabı -Fernando Pessoa
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Edebiyat serisi) -Douglas Adams, Eoin Colfer
Utanç- Salman Rüşdi
Yok Etme-Thomas Bernhard
Yaban kuḡuları - Jung Chang
Efsane Drenai Masalları-David Gemmell
Sessizlik Zamanı - Luis Martin-Santos
Baba – Mario Puzo
Aslan Asker Şvayk -Jaroslav Hašek
Sineklerin Tanrısı -William Golding
Gökkuşağı - David Herbert Lawrence
Robinson Crusoe -Daniel Defoe
Senin Köylerin-Cesare Pavese
Doktor jivago-Boris Pasternak
Teneke Trampet-Günter Grass
Denemeler -Montaigne✓
Biz -Yevgeni İvanoviç Zamyatin (Distopya, bilimkurgu, roman.)
Karanlığın Yüreği -Joseph Conrad
Alice Harikalar Diyarında - Charles Lutwidge Dodgson
Körleşme -Elias Canetti✓
Dorian Gray'in Portresi -Oscar Wilde✓
Carmen -Prosper  Merimee
Ekmekçi Kadın -Xavier de Montepin
Sol Ayağım - Christy Brown
Kızıl Ölümün Maskesi - Edgar Allan Poe
Gecenin Sonuna Yolculuk -Louis-Ferdinand Celine✓
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok -Erich Maria Remarque
Beyaz Zambaklar Ülkesi -Grigory Petrov
Değirmenimden Mektuplar -Alphonse Daudet
Michael Kohlhaas -Heinrich von Kleist
Operadaki Hayalet -Gaston Leroux
Gurur Dünyası-William Makepeace Thackeray-(BBC en iyi İngiliz romanları arasında )
Oblomov-İvan Gonçarov✓
Guguk Kuşu -Ken Kesey
Pippi Uzunçorap-Astrid Lindgren
Kim -Rudyard Kipling
Söğütlerdeki Rüzgâr -Kenneth Grahame
Howards End -E.M.Forster
Agnes Grey -Anne Bronte
Rebecca  -Daphne Du Maurier
Frankenstein -Mary Shelley
Siyah İnci -Anna Sewell- (Yazarın tek kitabı)
Tom Amca'nın Kulübesi-(Harriet Beecher Stowe
Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi -Ann Radcliffe –(Gotik edebiyatın temsilcilerinden.)
Masumiyet Çağı -Edith Wharton
Son Yaprak -O. Henry
Zamanımızın Bir Kahramanı- Mihail Lermontov✓
Kasap Çırağı – Patrick McCabe
Tavşan Kaç-John Updike
Jane Eyre  - Charlotte Bonte
En Mavi Göz – Toni Morrison
Effi Briest – Theodor  Fontane
Sherlock Holmes-Arthur Conan Doyle
Maldoror’un Şarkıları - Comte de Lautréamont
Hindistan’da Bir Geçit-Edward Morgan Forster
Yengeç Dönencesi-Henry Miller
Her Kadın Gibi-Sigrid Undset
Baden Baden'de yaz - Leonid Tsypkin
Şeffaf Mavi-Ryū Murakami
Bir Uzay Efsanesi- Arthur C. Clark
Lolita - Vladimir Vladimiroviç Nabokov
Başkalaşımlar Yunan ve Latin Klasikleri- Apuleius
Hawksmoor- Peter Ackroyd
Platero ile ben bir Endülüs Ağıtı – j. R. Jimenez
Nehrin Dönemeci- V. S. Naipaul
Önemsiz bir adamın günlüğü- Weedon Grossmith, George Grossmith
Sodom Sodom’un 120 günü – Marquis de Sade
Malte Laurids Brigge’nin Notları- Rainer Maria Rilke
Gurur Dünyası-William Makepeace Thackeray
Çıplak Şölen - William S. Burroughs
Gizli Ajan – Joseph Conrad
Gargantua-François Rebelais
Madde 22 – Joseph Heller
Tristram Shandy Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri- Laurence Sterne
Aytaşı-Wilkie Collins
Korkusuz Şövalye-Ivanhoe Sir Walter Scott
Nişanlılar- Alessandro Francesco Tommaso Manzoni
Berin-Aleksander Meydanı- Alfred Döblin
Çarpışma- James Graham Ballard
Moll Flanders-  Daniel Defoe
Quo Vadis? Nereye Gidiyorsun? - Henryk Adam Aleksander Pius Sienkiewicz
Yaban Diyarlardaki Yabancı - Robert Anson Heinlein
Otuz Dokuz Basamak- John Buchan
Habeşistan prensi Rasselas’ın hikayesi- Samuel Johnson
Son Dünya -Christoph Ransmayr
Otranto Şatosu – Horace Walpole
Kedi ve Fare – Günter Grass
Dilsizin kizi - Pavlos Matessis
Nadja- Andre Breton
Ateş- Henri Barbusse
Kedi Beşiği- Kurt Vonnegut
Beyaz Gürültü- Don DeLillo
Manzaralı bir oda-Edward Morgan Forster
Gelecekten Anılar-William Morris
Doğal Yaşam ve Başkaldırı/Sivil İtaatsizlik Makalesi ve Walden Gölü-Henry David Thoreau
Dr. Moreau’nun Adası - Herbert George Wells
Aynanın İçinden - Alice Harikalar Ülkesinde - Lewis Carroll
Flaubert'in Papağanı - Julian Barnes
Geceyarısı Çocukları - Salman Rushdie
Teneke Trampet - Günter Grass
Deliliğin Dağlarında - Howard Phillips Lovecraft
Candide ya da İyimserlik - Voltaire
Tais - Anatole France
Sicilya Konuşmaları - Elio Vittorini
Willard ve Onun Bowling Kupaları Richard Brautigan
Hazreti Süleyman'ın Hazineleri - H. Rider Haggard
Duygu Yolculuğu - Laurence Sterne
Portnoy'un Feryadı - Philip Roth
Kadersizlik - Imre Kertesz
Fransız Teğmenin Kadını - John Fowles
2001: Bir Uzay Efsanesi - Arthur C. Clarke
Vathek - William Beckford
Sıfır Noktasındaki Kadın - Neval El Saddavi
Mutfak - Banana Yoshimoto
Yalancı - Jakob Jurek Becker
Fedailerin Kalesi - Alamut Wladimir Bartol 
Dumas Kulübü ya da Richelieu'nün Gölgesi - Arturo Perez Reverte
Leopar - Giuseppe Tomasi Di Lampedusa
Rahibe-  Denis Diderot
İngiliz Casus - Michael Ondaatje
Aşık Kadınlar - David Herbert Lawrence
Acı Çikolata - Laura Esquivel
Kızılağaçlar Kralı - Michel Tournier
Yıldızın Saati - Clarice Lispector
Boğulanlar Kurtulanlar - Primo Levi
Sevgili -Marguerite Duras
Ferdydurke - Witold Gombrowicz
Myra - Gore Vidal
Geceyi Anlat Bana - Djuna Barnes
Yaratılış Ateş Anıları: 1 - Eduardo Galeano
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok - Erich Maria Remarque
Murphy - Samuel Beckett
Kaçak Atlar Bereket Denizi 2 - Yukio Mişima
Hayat Bir Kervansaray İki Kapısı Var,Birinden Girdim, Birinden Çıktım-Emine Sevgi Özdamar
Rehber - R. K. Narayan
Aşktan ve Gölgeden - Isabel Allende
U.S.A. III Büyük Para - John Dos Passos
Kapanda Üç Kaplan - Guillermo Cabrera Infante
Güneş İmparatorluğu - J. G. Ballard
Günaydın Geceyarısı - Jean Rhys
Geniş, Geniş Bir Deniz - Jean Rhys
Sırça Fanus - Sylvia Plath
Wittgenstein'ın Yeğeni: Bir Dostluk - Thomas Bernhard
Gurur Dünyası - William Makepeace Thackeray
Tehlikeli İlişkiler - Choderlos de Laclos
Kent ve Köpekler - Mario Vargas Llosa
Soğuktan Gelen Casus - John Le Carre
U.S.A. I 42. Enlem - John Dos Passos
Raşomon - Ryunosuke Akutagava
Medyum - Stephen King
Altın Defter - Doris Lessing
Kör Baykuş - Sadık Hidayet
Atları da Vururlar - Horace Mccoy
Derviş ve Ölüm - Mehmet Selimoviç
Piyanist - Elfriede Jelinek
Tersine Joris - Karl Huysmans
Tanrı'nın Eseri - John Irving
Ritüeller - Cees Nooteboom
Varoşların Buda'sı - Hanif Kureishi
Simon ve Meşe Ağaçları - Marianne Fredriksson
Ölümün Karanlık Yüzü - Henning Mankell
Transit - Anna Seghers
Caz Dönemi - Edgar Lawrence Doctorow
Mucizeler Dükkanı Jorge Amado
Siyah Dalya Los Angeles Dörtlemesi Bir - James Ellroy
En Acıklı Öykü İyi Asker - Ford Madox Ford
Hoşçakal Berlin - Christopher Isherwood
Gargantua - François Rabelais
Biri Hiçbiri Binlercesi - Luigi Pirandello
Lazarillo Hayatı Öğreniyor - İspanyol Halk Klasiği
Bağışlanmış Bir Günahkarın Özel Anıları ve İtirafları - James Hogg
Solaris - Stanislaw Lem
Sirk Geceleri - Angela Carter
Hazar Sözlüğü (Dişil Basım) - Milorad Paviç
Hazar Sözlüğü (Eril) - Milorad Paviç
Eşekarısı Fabrikası - Iain Banks
G. H.'nin Çilesi - Clarice Lispector
G John Berger
Şimdi Değilse Ne Zaman? - Primo Levi
Schindler'in Listesi - Thomas Keneally
Alice B. Toklas'ın Özyaşamöyküsü - Gertrude Stein
Bayan Smilla..ve Karlar - Peter Hoeg
Mevsim Sonunun Sisi İçinde - Alex la Guma
Rameau'nun Yeğeni - Denis Diderot
Büyük Uyku - Raymond Chandler
Tom Jones - Henry Fielding
Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı - Romain Gary (Emile Ajar)
Uçuş Korkusu - Erica Jong
Miramar - Necib Mahfuz
Usta ile Margarita – Mahail Bulgarov
Gün Doğarken Bülbül Susar- Elsa Triolet
Yönelişler - Nathalie Sarraute
Zamanın Kısa Tarihi - Stephen W. Hawking
Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood
Algernon'a Çiçekler - Daniel Keyes
Frankfurt Dersleri - Ingeborg Bachmann
Antigone - Sophokles
Oz Büyücüsü - L. Frank Baum
Don Juan - Lord Byron
Effi Briest - Theodor Fontane
Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı - Romain Gary
Tersine - J. K. Huysmans
Ferdydurke - Witold Gombrowicz
Hawksmoor - Peter Ackroyd
Baden Baden'de Yaz - Leonid Tsypkin
Portnoy'un Feryadı - Philip Roth
Flaubert'in Papağanı - Julian Barnes
Kapıların Dışında - Wolfgang Borchert
Seksek - Julio Cortazar

TÜRK EDEBİYATI 📚

*CENGİZ AYTMATOV
Gün Olur Asra Bedel
Selvi Boylum Al Yazmalım
Cemile
*OĞUZ ATAY
Tutunamayanlar✓
Tehlikeli Oyunlar✓
*YUSUF ATILGAN
Aylak Adam✓
Anayurt Oteli✓
*AHMET HAMDİ TANPINAR
Saatleri Kurma Enstütüsü
Mahur Beste
Huzur
*HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
Aşk-ı Memnu
Mai ve Siyah
*SABAHADDİN ALİ
Kuyucaklı Yusuf
Kürk Mantolu Madonna  
İçimizdeki Şeytan
*LATİFE TEKİN
Sevgili Arsız Ölüm
Berci Kristin Çöp Masaları
*ATİLLA İLHAN
Kurtlar Sofrası
Ben sana Mecburum  
*AZİZ NESİN
Zübük
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
*PEYAMİ SAFA
Sözde Kızlar (1923)
Mahşer (1924)
Bir Akşamdı (1924)
Süngülerin Gölgesinde (1924)
Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925)
Canan (1925)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930)
Fatih-Harbiye (1931)
Bir Tereddüdün Romanı (1933)
Matmazel Noralya'nın Koltuğu (1949)
Yalnızız (1951)
Biz İnsanlar (1959)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Fatih Harbiye
*HALİDE EDİP ADIVAR
Heyula (1908)
Handan (1912)
Ateşten Gömlek (1923)
Vurun Kahpeye (1923)
Sinekli Bakkal (1936)
Yolpalas Cinayeti (1937)
Tatarcık (1939)
Akile Hanım Sokağı (1958)
Kerim Ustanın Oğlu (1958)
Sevda Sokağı Komedyası (1959)
Çaresaz (1961)
Hayat Parçaları (1963)
Türkün Ateşle İmtihanı (1962)
Mor Salkımlı Ev (1963)
*REŞAT NURİ GÜNTEKİN
Çalıkuşu
Yaprak Dökümü
Dudaktan Kalbe
Acımak  
*ORHAN KEMAL
Bereketli Topraklar Üzerinde
Gurbet Kuşları
Hanımın Çiftliği
*YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
Yaban
Kiralık Konak
*YAŞAR KEMAL
İnce Memed
Yer Demir Gök Bakır
Orta Direk
Binboğalar Efsanesi
 *KEMAL TAHİR
Devlet Ana
Esir Şehrin İnsanları
*SAİT FAİK ABASIYANIK
Semaver✓
Medarı Maişet Motoru
Alemdağ'da Var Bir Yılan

 📚

*MEVLANA -Mesnevi
*YUNUS EMRE-Divan
*EVLİYA ÇELEBİ-Seyahatname
Dede Korkut Kitabı
Üç İstanbul - Mithat Cemal Kuntay
Eylül - Mehmet Rauf
Yılanların Öcü - Fakir Baykurt
Puslu Kıtalar Atlası -İhsan Oktay Anar
Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman✓
Kendi Gök Kubbemiz -Yahya Kemal Beyatlı
Ben Ol da Gör -Seyit Göktepe
47’liler, Füruzan
Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş
Sultan Hamid Düşerken – Nahid Sırrı Örik
Ağır Roman, Metin Kaçan
İstanbul Hatırası – Ahmet Ümit
Mel’un – Selim İleri
Araba Sevdası Recaizade Mahmud Ekrem
Küçük Ağa-Tarık Buğra
Fikrimin İnce Gülü-Adalet Ağaoğlu
Safahat -Mehmet Akif Ersoy
Çile-Necip Fazıl Kısakürek
Memleketimden İnsan Manzaraları – Nazım Hikmet
Otuzbeş Yaş (Bütün Şiirleri)-Cahit Sıtkı Tarancı
Drina’da son gün-Faik Baysal
Gazoz Ağacı- Sabahattin Kudret Aksal
Gülistan -Sadi-i Şirazi
Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib
Sergüzeşt- Samipaşazade Sezai
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç-Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ömer Seyfettin (Kaşağı-Falaka-Ferman-Külah-Perili Köşk-Yalnız Efe-Yüksek Ökçeler)✓
Kültürden İrfana - Cemil Meriç
Şah ve Sultan - İskender Pala
Yalnız Seni Arıyorum - Orhan Veli
Zeytindağı - Falih Rıfkı Atay
Sevda Sözleri - Cemal Süreya
Aganta Burına Burınata –( Halikarnas Balıkçısı- Cevat Şakir Kabaağaçlı)

📚

NOBEL ÖDÜLÜ ALAN TÜM YAZARLAR  📚

 1901
Sully Prudhomme (16 Mart 1839, Paris, Fransa – 6 Eylül 1907)
1902
Theodor Mommsen (30 Kasım 1817, Garding, Almanya – 1 Kasım 1903)
1903
Bjørnstjerne Bjørnson (8 Aralık 1832, Kvikne, Norveç – 26 Nisan 1910)
1904
Frédéric Mistral (8 Eylül 1830, Provence, Fransa – 25 Mart 1914)
José Echegaray y Eizaguirre (19 Nisan 1832, Madrid, İspanya – 14 Eylül 1916)   
1905
Henryk Sienkiewicz (5 Mayıs 1846, Polonya – 15 Kasım 1916) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Ateş ve Kılıç”
1906
Giosuè Carducci (27 Temmuz 1835, Pietrasanta, İtalya – 16 Şubat 1907)
1907
Rudyard Kipling (30 Aralık 1865, Mumbai, Hindistan – 18 Ocak 1936) –  “Dilek Evi”
1908
Rudolf Christoph Eucken (5 Ocak 1846, Almanya – 15 Eylül 1926) – Alman felsefeci. “Hayatın Anlamı’’
1909
Selma Lagerlöf (20 Kasım 1858, Mårbacka, İsveç – 16 Mart 1940) – İsveçli kadın yazar. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Küçük Nils Holgersson’un Yaban Kazlarıyla Maceraları”, “Nils Holgersson’un Serüvenleri”, “Uçan Kazlar”, “Klasikleri Okuyorum – Nils ve Uçan Kaz”
1910
Paul Heyse (15 Mart 1830, Berlin, Almanya – 2 Nisan 1914) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Andrea Delfin”
1911
Count Maurice Maeterlinck (29 Ağustos 1862, Gent, Belçika – 6 Mayıs 1949,) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Mavi Kuş”
1912
Gerhart Hauptmann (15 Kasım 1862, Polonya – 6 Haziran 1946) – “Atlantis”
1913
Rabindranath Tagore (7 Mayıs 1861, Kalküta, Hindistan – 7 Ağustos 1941) –  “Gora”,
1914
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1915
Romain Rolland (29 Ocak 1866, Fransa – 30 Aralık 1944) –  “Yaşama Sevgisi”
1916
Verner von Heidenstam (6 Temmuz 1859, Olshammar, İsveç – 20 Mayıs 1940)
Henrik Pontoppidan (24 Temmuz 1857, Danimarka – 21 Ağustos 1943)
1917
Karl Adolph Gjellerup (2 Haziran 1857, Danimarka – 13 Ekim 1919)
1918
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1919
Carl Spitteler (24 Nisan 1845, İsviçre – 29 Aralık 1924)
1920
Knut Hamsun ( 4 Ağustos 1859, Lom, Norveç – 19 Şubat 1952) –: “Açlık”
1921
Anatole France (16 Nisan 1844, Paris, Fransa – 12 Ekim 1924) – Kırmızı Zambak”
1922
Jacinto Benavente (12 Ağustos 1866, Madrid, İspanya – 14 Temmuz 1954)
1923
William Butler Yeats (13 Haziran 1865, İrlanda – 28 Ocak 1939) –  “Dibbuk”
1924
Wladyslaw Reymont (7 Mayıs 1867, Polonya – 5 Aralık 1925) 
1925
George Bernard Shaw (26 Temmuz 1856, Dublin, İrlanda – 2 Kasım 1950) “Ölümsüzlüğün Sırrı”
1926
Grazia Deledda (28 Eylül 1871, İtalya – 15 Ağustos 1936)
– İtalyan kadınyazar.  “Sardinya Efsaneleri”
1927
Henri Bergson (18 Ekim 1859, Paris, Fransa 4 Ocak 1941) –  “Madde ve Bellek”
1928
Sigrid Undset (20 Mayıs 1882, Danimarka – 10 Haziran 1949) – Norveçli kadın yazar. Türkçeye çevrilen kitabı: “Her Kadın Gibi”
1929
Thomas Mann (6 Haziran 1875, Lübeck – 12 Ağustos 1955) – Alman yazar. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Venedik’te Ölüm”, “Buddenbrooklar / Bir Ailenin Çöküşü”, “Büyülü Dağ”, “Yusuf ve Kardeşleri”
1930
Sinclair Lewis (7 Şubat 1885, Minnesota, ABD – 10 Ocak 1951) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Vahşi Aşk”
1931
Erik Axel Karlfeldt (20 Temmuz 1864, Karlbo, İsveç – 8 Nisan 1931,)
1932
John Galsworthy (14 Ağustos 1867, Kingston, Birleşik Krallık – 31 Ocak 1933)
1933
Ivan Alekseyevich Bunin (22 Ekim 1870, Voronej, Rusya – 8 Kasım 1953) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Mitya’nın Aşkı”
1934
Luigi Pirandello (28 Haziran 1867, Agrigento, İtalya – 10 Aralık 1936) –  “Gölge Adam
1935
Bu sene kimseye ödül verilmemiştir.
1936
Eugene O’Neill (16 Ekim 1888, Longacre Square – 27 Kasım 1953) –  ABD’li oyun yazarı. Türkçeye çevrilen kitabı: “Allahın Ayısı”
1937
Roger Martin du Gard (23 Mart 1881, Fransa – 22 Ağustos 1958) –  “Thibault’lar
1938
Pearl Sydenstricker Buck (26 Haziran 1892, Batı Virginia, ABD – 6 Mart 1973) – Nobel edebiyat ödülünü alan ilk Amerikalı kadın. “Sürgün
1939
Frans Eemil Sillanpää (16 Eylül 1888, Finlandiya – 3 Haziran 1964) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Taşra Kızı”
1940 –1941-1942- 1943
Bu yıllar arasında kimseye ödül verilmemiştir. 
1944
Johannes Vilhelm Jensen (20 Ocak 1873, Danimarka – 25 Kasım 1950,) – Türkçeye çevrilen kitabı: “Kralın Düşüşü”
1945
Gabriela Mistral (7 Nisan 1889, Vicuña, Şili – 10 Ocak 1957) – Asıl adı Lucila de María del Perpetuo Socorro Godoy Alcayaga. Kadın şair, eğitimci, diplomat. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Gabriela Mistral Şiirlerinden Seçmeler”
1946
Hermann Hesse (2 Temmuz 1877, Calw, Almanya – 9 Ağustos 1962) –
  “Bozkırkurdu”, Siddhartha”
,“Boncuk Oyunu”✓
1947
André Gide (22 Kasım 1869, Paris, Fransa – 19 Şubat 1951) –  
“Pastoral Senfoni”✓, 
“Kalpazanlar”, 
 “Ayrı Yol"✓
1948
Thomas Stearns Eliot (26 Eylül 1888, St. Louis, Missouri, ABD – 4 Ocak 1965) – ”, “İhtiyar Farenin Kediler Kılavuzu”
1949
William Faulkner (25 Eylül 1897, New Albany, Mississippi, ABD – 6 Temmuz 1962) – 
“Ses ve Öke”,✓
 “Köy’’, " Ağustos Işığı", "Çılgın Palmiyeler"
1950
Bertrand Russell (18 Mayıs 1872, Birleşik Krallık – 2 Şubat 1970) –  “Eğitim Üzerine”, “İnsanlığın Yarını
1951
Pär Lagerkvist (23 Mayıs 1891, İsveç – 11 Temmuz 1974) –  “Yeryüzü Sürgünü”
1952
François Mauriac (11 Ekim 1885, Bordeaux, Fransa -1 Eylül 1970) –”, “Yılan Düğümü”
1953
Winston Churchill (30 Kasım 1874, Birleşik Krallık – 24 Ocak 1965) – Politikacı.
1954
Ernest Hemingway (21 Temmuz 1899, Illinois, ABD – 2 Temmuz 1961) – Türkçeye çevrilen önemli eserleri:
 “Çanlar Kimin İçin Çalıyor”,✓
 “Silahlara Veda”, Afrika’nın Yeşil Tepeleri”, “Yaşlı Adam ve Deniz”
1955
Halldór Laxness (23 Nisan 1902, Reykjavík, İzlanda – 8 Şubat 1998) – “Özgür İnsanlar”
1956
Juan Ramón Jiménez (24 Aralık 1881, Moguer, İspanya – 29 Mayıs 1958) –”, “Ruhsal Sone”
1957
Albert Camus (7 Kasım 1913, Fransız Cezayiri – 4 Ocak 1960) – "Sisifos Söyleni", ✓ "Mutlu Ölüm", ✓ "Yabancı",✓ "Başkaldıran İnsan"✓, "Veba"✓
1958
Boris Pasternak (10 Şubat 1890, Moskova, Rusya – 30 Mayıs 1960) – Boris Pasternak, Sovyetler Birliği Hükümeti’nin baskısı üzerine bu ödülü reddetmek zorunda kalmıştır. “İnsanlar ve Haller
1959
Salvatore Quasimodo (20 Ağustos 1901, İtalya – 14 Haziran 1968) Türkçeye çevrilen önemli kitapları: “Güngünüstüne”
1960
Saint-John Perse (31 Mayıs 1887, Guadeloupe – 20 Eylül 1975) – Fransız şair ve diplomat. Türkçeye çevrilen eserleri: “Sözcükler Denizi”
1961
Ivo Andric (9 Ekim 1892, Travnik, Bosna-Hersek – 13 Mart 1975) – Türkçeye çevrilen kitapları: “Drina Köprüsü”,✓
 “Travnik Günlüğü”
1962
John Steinbeck (27 Şubat 1902, Kaliforniya, ABD – 20 Aralık 1968) -“Fareler ve İnsanlar”, ✓ “Gazap Üzümleri, ✓ "Bitmeyen Kavga" ✓
1963
Giorgos Seferis - (13 Mart 1900 – 20 Eylül 1971) – Urla doğumlu Yunan şair. Daha çok Yorgos Seferis olarak bilinir. “Üç Kırmızı Güvercin”
1964
Jean-Paul Sartre (Reddetti) (21 Haziran 1905, Paris, Fransa – 15 Nisan 1980) – Kendisine verilen diğer tüm resmi ödülleri reddettiği gibi Nobel Edebiyat Ödülünü de reddetmiştir. Türkçeye çevrilen önemli kitapları: “Bulantı”, “Varoluşçuluk”, “Varlık ve Hiçlik”, “Akıl Çağı
1965
Mihail Şolohov (24 Mayıs 1905, Vyoshenskaya, Rusya – 21 Şubat 1984) – “Durgun Don
1966
Shmuel Yosef Agnon (17 Temmuz 1888, Buchach, Ukrayna – 17 Şubat 1970) –
“Tılsım”
Nelly Sachs (10 Aralık 1891, Schöneberg, Almanya – 12 Mayıs 1970) – Alman asıllı İsveçli kadın yazar ve şair. “Akkor Bilmeceler
1967
Miguel Ángel Asturias (19 Ekim 1899, Guatemala – 9 Haziran 1974) – “Kasırga”
1968
Yasunari Kawabata (11 Haziran 1899, Osaka, Japonya – 16 Nisan 1972) –Karlar Ülkesi
1969
Samuel Beckett (13 Nisan 1906, Foxrock, İrlanda – 22 Aralık 1989) –  Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Üçleme”, Üçleme 2″,Üçleme 3” Godot’ yu Beklerken
1970

Aleksandr Soljenitsin (11 Aralık 1918, Kislovodsk, Rusya – 3 Ağustos 2008) –”, “İvan Denisoviç’in Bir Günü’’
1971
Pablo Neruda (12 Temmuz 1904, Parral, Şili – 23 Eylül 1973) – “Sevdiğime Seslenir Gibi”
1972
Heinrich Böll – (21 Aralık 1917, Köln, Almanya – 16 Temmuz 1985) – “Fotoğrafta Kadın da Vardı”, “İlk Yılların Ekmeği”, “Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru”, “Dokuz Buçukta Bilardo”, “
1973
Patrick White – (28 Mayıs 1912, Londra, Birleşik Krallık – 30 Eylül 1990) – “Çöl”
1974
Eyvind Johnson (29 Temmuz 1900, İsveç – 25 Ağustos 1976) –  “Yaşamak Dediğin”
Harry Martinson (6 Mayıs 1904, İsveç – 11 Şubat 1978)
1975
Eugenio Montale (12 Ekim 1896, Cenova, İtalya – 12 Eylül 1981) – Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Xenia”
1976
Saul Bellow (10 Haziran 1915, Lachine, Kanada – 5 Nisan 2005) – Türkçeye çevrilen önemli kitapları: ‘’ Boşlukta Sallanan Adam’’✓
1977
Vicente Aleixandre (26 Nisan 1898, Sevilla, İspanya – 14 Aralık 1984) –  Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Kılıçtan Keskin Dudaklar”
1978
Isaac Bashevis Singer (21 Kasım 1902, Leoncin, Polonya – 24 Temmuz 1991) – Polonya kökenli Amerikalı yazar.  “Toplu Öyküler”
1979
Odysseas Elytis (2 Kasım 1911, Kandiye, Yunanistan – 18 Mart 1996) – Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Övgüler Olsun Sana”
1980
Czeslaw Milosz (30 Haziran 1911, Litvanya – 14 Ağustos 2004) – Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Tutsak edilmiş Akıl”
1981
Elias Canetti (25 Temmuz 1905, Rusçuk, Bulgaristan – 14 Ağustos 1994) – Eserlerini Almanca yazmıştır. Türkçeye çevrilen önemli kitapları: “Körleşme’’,✓
 İnsanın Taşrası, 
Marekeş'te Sesler"✓
1982
Gabriel García Márquez (6 Mart 1927, Kolombiya – 17 Nisan 2014) – Türkçeye çevrilen önemli kitapları: “Yüzyıllık Yalnızlık”, ✓ “Kırmızı Pazartesi”, ✓ “Kolera Günlerinde Aşk”, ✓ “Albaya Mektup Yok” ✓
1983
William Golding (19 Eylül 1911, Newquay, Birleşik Krallık – 19 Haziran 1993) – “Sineklerin Tanrısı”
1984
Jaroslav Seifert (23 Eylül 1901, Žižkov, Çek Cumhuriyeti – 10 Ocak 1986)
1985
Claude Simon (10 Ekim 1913 – 6 Temmuz 2005) – Fransız yazar. Türkçeye çevrilen önemli kitapları: “Tramvay”
1986
Wole Soyinka – 13 Temmuz 1934, Abeokuta, Nijerya doğumlu.
1987
Joseph Brodsky (24 Mayıs 1940, St. Petersburg, Rusya – 28 Ocak 1996) – Rus asıllı Amerikalı şair.
1988
Necip Mahfuz (11 Aralık 1911, Kahire, Mısır – 30 Ağustos 2006) “Ezilenler
1989
Camilo José Cela (11 Mayıs 1916, İspanya – 17 Ocak 2002)– Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Arı Kovanı
1990
Octavio Paz (31 Mart 1914, Meksika – 19 Nisan 1998) –  “Öteki Ses
1991
Nadine Gordimer (20 Kasım 1923 – 13 Temmuz 2014) – Güney Afrikalı kadın yazar. “Başka Dünyalar
1992
Derek Walcott - (23 Ocak 1930, Saint Lucia – 17 Mart 2017) – Saint Lucialı şair, yazar ve ressam.
1993
Toni Morrison – 18 Şubat 1931, Ohio doğumlu ABD’li kadın yazar. “En Mavi Göz”
1994
Kenzaburo Oe – 31 Ocak 1935, Japonya doğumlu yazar.  “Kişisel Bir Sorun”
1995
Seamus Heaney – (13 Nisan 1939, Castledawson – 30 Ağustos 2013), İrlandalı yazar. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Kuzey”
1996
Wislawa Szymborska (2 Temmuz 1923, Kórnik – 1 Şubat 2012) Polonyalı kadın yazar. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Başlıksız Olabilir”.
1997
Dario Fo -(24 Mart 1926, Sangiano, İtalya – 13 Ekim 2016), İtalyan yazar. “Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi”
1998
José Saramago (16 Kasım 1922 – 18 Haziran 2010) – Portekizli yazar. “Görmek”, “Körlük", "Kopyalanmış Adam"
1999
Günter Grass – 16 Ekim 1927, Gdansk, Polonya doğumlu Alman yazar.  Teneke Trampet
2000
Gao Xingjian – 4 Ocak 1940, Ganzhou, Çin doğumlu yazar, çevirmen, eleştirmen ve ressam. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Ruh Dağı”, “Yalnız Bir Adamın Kitabı”
2001
Vidiadhar Surajprasad Naipaul – 17 Ağustos 1932, Trinidad doğumlu Britanyalı yazar. “Büyülü Tohumlar”
2002
Imre Kertész – 9 Kasım 1929, Budapeşte, Macaristan doğumlu. “Kadersizlik
2003
John Maxwell Coetzee – 9 Şubat 1940, Güney Afrika doğumlu yazar ve akademisyen.  “Utanç
2004
Elfriede Jelinek – 20 Ekim 1946, Avusturya doğumlu, kadın feminist oyun yazarı ve romancı. “Piyanist
2005
Harold Pinter – 10 Ekim 1930, Londra doğumlu İngiliz oyun yazarı, senarist, şair, tiyatro yönetmeni ve aktör.  “Ay Işığı”
2006
Orhan Pamuk – 7 Haziran 1952, İstanbul doğumlu. Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Türk yazar. Kitapları: “Kara Kitap”, “Masumiyet Müzesi”, “Benim Adım Kırmızı”, “Kar”, “Cevdet Bey ve Oğulları”, “Yeni Hayat”, “Beyaz Kale”, “Sessiz Ev”,“İstanbul – Hatıralar ve Şehir”, "Veba Gecesi"
2007
Doris Lessing – 22 Ekim 1919, Kirmanşah, İran doğumlu Britanyalı kadın yazar (İngiltere/Britanya).  “Son Aydınlık Yaz”
2008
Jean-Marie Gustave Le Clézio – 13 Nisan 1940, Nice, Fransa doğumlu.  “Çöl”
2009
Herta Müller – 17 Ağustos 1953, Romanya doğumlu Alman kadın yazar.“Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım’’
2010
Mario Vargas Llosa – 28 Mart 1936, Peru doğumlu.  “Yeşil Ev”
2011
Tomas Gösta Tranströmer – 15 Nisan 1931, Stockholm, İsveç doğumlu şair, psikolog ve çevirmendir.  “Hüzün Gondolu”, “İzmir Saat Üç”
2012
MoYan (Guan Moye) – 17 Şubat 1955, Gaomi, Çin doğumlu. Gerçek adı Guan Moye’dir, ancak Çince “sakın konuşma!” anlamına gelen Mo Yan mahlasını kullanır. Sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğaltılan Çinli yazarlar arasında en meşhurudur. “Kızıl Darı Tarlaları”
2013
Alice Munro – 10 Temmuz 1931, Kanada doğumlu kadın yazar.  “Sevgili Hayat”
2014
Patrick Modiano – 30 Temmuz 1945, Boulogne-Billancourt, Fransa  doğumlu. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “En Uzağından Unutuşun”
2015
Svetlana Aleksiyeviç – 31 Mayıs 1948,  İvano-Frankivsk, Ukrayna doğumlu kadın yazar. Kızıl İnsanın Sonu”
2016
Bob Dylan – 24 Mayıs 1941, ABD doğumlu. Asıl adı: Robert Allen Zimmerman.
2017
Kazuo Ishiguro – 8 Kasım 1954, Japonya doğumlu İngiliz romancı. Türkçeye çevrilen önemli eserleri: “Beni Asla Bırakma”, “Günden Kalanlar”, “Gömülü Dev”
2018
Olga Tokarczuk- 29 Ocak 1962 Polonya – ‘’Koşucular
2019
Peter Handke - 6 Aralık 1942- Avusturya - ‘’Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl’’
2020
Louise Glück - 22 Nisan 1943 - New York ABD -
"Seçme Şiirler"
2021
Abdulrazak Gurnah -(20 Aralık 1948 - Zanzibar Sultanlığı) : " Son Hediye", "Kumdan Yürek", "Terkediş", "Deniz Kenarında"


📚



23 Kasım 2021 Salı

FYODOR MİHAYLOVİC DOSTOYEVSKİ "KUMARBAZ"

 

#Dostoyevski 📚 #FyodorDostoyevski 

#Kumarbaz 🎲

Kumarbaz, Rus yazar Dostoyevski'nin 1867 yılında yayımlanan eserdir.

Dostoyevski'nin yayıneviyle yaptığı sözleşme nedeniyle kitabın yazımını 25 günde bitirmesi gerekir. Dostoyevski, kendisine yardımcı olacak bir sekreter tutarak bu süre zarfında romanı bitirmeyi başarır. 

Kumarbaz, yazarın kendi yaşamından esinlenerek tutkularını, anılarını ve aşklarını anlatan otobiyografik tarzda yazılmış bir romandır. 

Kendi yaşamından izlerle eserlerini biçimlendiren Dostoyevski, yaşadığı dönemin sosyal ve ekonomik yapısına da ayna tutmaktadır. 

Kitabın anlatımı romandaki bir kahraman tarafından yapılmaktadır. Roman kahramanlarından Aleksey İvanoviç, hem kitabın anlatıcısı hem de olayların baş kahramanıdır. Aleskey İvanoviç bütün umudunu kumardan kazanacağı paralara bağlayan genç bir öğretmendir. 

Roman, dramatik bir aşkın arka planında kumar alışkanlığını daha da ötesi hastalıklı kumar tutkusunu anlatır. Olaylar Rusya’da değil Almanya’nın küçük bir şehrinde geçmekte ve baş karakterler Rus olsada diğer ana karakterler Fransız ve İngilizdir.

Kitabın içerisinde diğer milletlere karşı birçok genellemeler de yapılmaktadır.

Kumar müptelası genç bir adamın iç hesaplaşmalarının tahlil edildiği romanda, kumar oynamanın yararları ve zararlarından ziyade bu dünyada ruhunu kaybetmiş bir insanın genel durumu betimlenir. 

Kurmar masalarındaki hırsı, tutkuyu, beklentileri, kurulan hayelleri, yitirirlen umutları hangi ulus ve tabakadan olursa olunsun aynı esaretin evrenselliği aktarılır.

Eser aynı zamanda kumarbazların ruh hallerini ve dünyalarını tanımak isteyenler için psikolojik bir kaynak niteliği de taşır.

Dostoyevski, aşırı hırsın insan üzerindeki olumsuz etkisini ve insana neler kaybettirebileceğini vurgularken insanın, esiri olduğu saplantıları yüzünden bile bile düşebileceği bayağılığı da gözler önüne serer.



#Kumarbaz 🎬 #Dostoyevski  📚

Dostoyevski’nin yazdığı "Kumarbaz" adlı romanından uyarlanan ilk film yönetmenliğini Rupert Wyatt’ın yönettiği 1974 yapımı Mark Wahlberg, John Goodman, Brie Larson gibi oyuncuların başrollerini paylaştığı filmdir. Dostoyevski’nin yazdığı aynı adlı romanından uyarlanan ve yazarın bu romanı yazma sürecinden de söz eden İkinci uyarlama 1997 tarihlidir. Bu filmin yönetmenliğini Karoly Makk yapmış filmin başrollerini de Michael Gambon, Polly Walker, Dominic West gibi oyuncular üstlenmiştir. 



ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR 📝

* Şimdi ben neyim? Koca bir hiç! Yarın ne olabilirim? Küllerimden doğupher şeye yeniden başlayabilirim! Tamamen mahvolup bitmeden içimdeki insana ulaşabilirim!

* Son günlerde dikkat ediyorum da, davranış ve düşüncelerimi ahlaki ölçüler içinde değerlendirme eğilimindeyim ve bundan korkunç derecede rahatsızlık duyuyorum.

* Herkesi ve her şeyi bırakıp çekip gidebilseydim; ne büyük zevkle yapardım bunu!

* Bugün komik, çirkin, saçma bir gündü.

* İnsan her durumda saygınlığını bilmeli. Eğer kavga etmesi gerekiyorsa, kavga insanı yüceltmeli, alçaltmamalı.

* Burada her aile babanın kölesi olmuş. Hepsi de köpek gibi çalışıyorlar, Yahudiler gibi de para biriktiriyorlar.

* Evet! Yaşamımda bir kez olsun sabırlı ve tedbirli davranabilirsem her şey düzelecek! İşte hepsi bu! Sadece bir kez olsun sabırlı davranabilirsem, bir saat içinde bütün kaderimi değiştirebilirim! Bütün iş güçlü karakterde olmakta bitiyor.

* Emeğin ne demek olduğunu anlamayan ilk insan siz değilsiniz.

*  Yaşamımda köklü ve kesin bir değişiklik olacaktı. Böyle olması gerekiyordu ve olacaktı.

* Batılı uygar insanın tüm erdem ve üstünlükleri tarih boyunca sermaye biriktirmek üzerine olmuştur. Oysa Ruslar sermaye edinme yeteneklerinden mahrum olmalarının yanı sıra, ellerindeki parayı da boşa harcarlar. Ama yine de, biz Rusların da paraya ihtiyacı vardır. Bu nedenle de çalışmadan, kolayca insanı iki saat içinde zengin edecek oyunlara düşkünüzdür, bu fikir bizi baştan çıkartır; kendimizi hiç yormadan anlamsızca oynadığımız için de elimizdekileri kaybederiz.

* Bir Fransız, mükemmeliyete ulaşmış bir tarz demektir.

* Biz henüz ayılar gibi orman hayatı yaşamaya devam ederken, Fransız'ın yani bir Paris'linin ulusal tarzı, zarif bir yapıya dönüşmeye başlamıştı. Devrim soylu sınıfın vârisi olmuştu. Artık en sıradan Fransız bozuntusu bile kendi ruhunun ve kalbinin etkisi olmadan, davranışları, hal ve tavırlarıyla bile Kibar ve zarif görünmeyi becerebilir. Bütün bu özellikler miras yoluyla geçmiştir. Ne denli sığ, nedenli aşağılık da olsalar, bu böyledir.


📌 Kronolojik Sırayla Dostoyevski Okuma Rehberi 📖 * İnsancıklar (1846) (İletişim Yayınlayları) * Öteki (1846) (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) * Ev Sahibesi (1847) ( İş Kültür yayınları) * Beyaz Geceler (1848) (Can Yayınları) * Stepançikovo Köyü (1859) (İş Kültür Yayınları) * Ezilenler (1861) (İş Kültür Yayınları) * Ölüler Evinden Anılar (1862) ( İş Kültür Yayınları) * Yeraltından Notlar (1864) (İş Kültür Yayınları) * Suç ve Ceza (1866) (Can Yayınları) * Kumarbaz (1867) (İş Kültür Yayınları) * Budala (1869) (İş Kültür Yayınları) * Ecinniler (1872) (İş Kültür Yayınları) * Bir Yazarın Günlüğü (1873) (YKY) * Delikanlı (1875) (İletişim Yayınları) * Karamazov Kardeşler (1881) (İş Bankası Kültür Yayınları) 📌 Henri Troyat "Dostoyevski Biyografisi" (İletişim Yayınlayları)



28 Ekim 2021 Perşembe

FYODOR DOSTOYEVSKİ "ÖLÜLER EVİNDEN ANILAR"


#FyodorDostoyevski 📚 #ÖlülerEvindenAnılar

Ölüler Evinden Anılar (Rusça: Записки из Мёртвого дома, Zapiski iz Mertvogo doma), Fyodor Dostoyevski'nin 1862 yılında yayımlanan romanıdır.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Ölüler Evinden Anılar’da Sibirya'da geçirdiği sürgün yıllarının izlenimlerini, onunla aynı kaderi paylaşan birbirinden farklı insanları, diri diri mezara gömülmüş hayatları, ayaklarındaki zincirler gibi ruhlarına da prangalar vurulan mahkumların mücadelelerini ve onları ayakta tutan umutlarını kaleme almıştır. Sibirya’nın ücra köşelerinde bozkırın ortasında, yalnızlığın, her yerden bayağılık akan, kötülüklerin ve işkencelerin maruz kalındığı ölü bir eve benzettiği hapishane hayatını gözleme dayalı ruhsal çözümlemelerle aktaran yazar, insanların ne kadar alçalabileceğini ve bu alçalmanın kimileri için ne kadar önemsiz olabileceğini betimler. Sözcüklerle insan portresi çizen Dostoyevski, insanların acımasızlıklarını, düşünmeden sadece nefes almak için bomboş yaşamlarını, acizliklerini tüm canlılığıyla yansıtır.

Cezaevi koşullarını tüm çıplaklığıyla aktaran yazar, mahkumların sefaletini, o döneme ait hapishane sistemindeki aksaklıkları eleştirip, mahkumların ruh hallerini psikolojik tahlillerle işlemiştir.

Eserde ayrıca mahkumların diliyle suça düşme sebebleri de irdelenmektedir. Dostoyevski'nin dönemin mahkum portresini çizdiği eserın anı-hatırat yönüyle de dönemin tarihine şahitlik etmemizi sağlamaktadır.



ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR 📝

* İnsanın ait olmadığı bir çevrede yaşamasından feci bir şey olamaz.

* Mahpuslar burada evlerindeki gibi değil de, sanki yolculukları sırasında bir hava uğramış ya da büyük bir evde konaklıyormuş gibi yaşardı.

* Saf, temiz yürekli olanlar, bizde en aşağılık enayi yerine konulup küçümsenirdi.

* Bir sınıf insan vardır ki, çoğu zaman gayet zeki oldukları halde, arada bir alabildiğine soyut düşüncelere körü körüne bağlanırlar.

Bu yüzden hayatta o kadar acı çekmiş, bu düşünceler kendilerine o kadar pahalıya mal olmuştur ki, şimdi birdenbire vazgeçivermek onlar için pek güç hatta imkansızdır.

* Yüzlerce arkadaş arasında bulunduğum halde, kendimi ne kadar derin bir yalnızlık içinde hissettiğimi hatırlıyorum. Sonunda bu yalnızlığı da sevmeye başlamıştım ya... Bu ruh yalnızlığı içinde bütün geçmişimi gözden geçiriyor, her şeyi en ufak ayrıntısına kadar hatırlıyordum. Geçmişim üzerinde düşünürken kendimi amansız titizlikle suçluyor, hatta bu yüzden bazen bana bu yalnızlığı bağışlayan alınyazıma şükran duyuyordum. Çünkü bu olmasaydı, ne böyle kendimi yargılayabilir, ne de geçmişimi bunca titizlikle inceleyebilirdim. O vakitler kalbim ne umutlarla çarpmaya başlamıştı! Artık ileriki hayatımda geçmişte düştüğüm hataları, yanlışlıkları tekrarlamayacağımı kuruyor, kendi kendime söz veriyordum. Kendime bir gelecek programı hazırlamış, harfiyen uymaya kesin karar vermiştim. İçimde bütün bunları yerine getireceğime dair körü körüne bir inanç vardı...

* Bu duvarların arasında kaç gençlik boşu boşuna çürüdü gitti, nice yetenekler boş yere mahvoldu! Olduğu gibi söylemeliyim: Buradaki adamlar olağanüstü insanlardı. Belki de milletimizin en yetenekli, en güçlü adamlarıydı. Bunca yetenekli adam boş yere, doğal olmayan bir şekilde, büsbütün mahvolmuşlardı. Peki. Ama kabahat kimin?

* Bence hapishanede ya da herhangi bir yerde, kendi iradeleri dışında bir araya toplanmış insanların birbiriyle kavga etmesi, hatta nefret duyması, aynı şeyleri hürken yapmaktan daha kolaydır. Çünkü birçok şart buna yardım etmektedir.

* Bir işle uğraşmaları cinayetten koruyordu onları, işsiz kalan mahpuslar, şişeye kapatılmış örümcekler gibi birbirlerini yerlerdi yoksa.

* Küfür, mahpuslar arasında bir sanat haline gelmişti; hasımlarını ağır sözlerden ziyade sözlere yükledikleri anlamlarla aşağılamaya çalışırlardı ki, böylelikle küfürler daha ince, daha zehirli olurdu. Bitmek tükenmez kavgalar, bu sanatın daha da gelişmesine yardım ederdi.

* Bir keresinde aklıma şöyle bir fikir geldi: Bir insanı ezip mahvetmek, ona en korkunç katilin bile duyunca titreyeceği kadar ağır bir ceza vermek isteyenlerin, insana yaptığı işin tamamen anlamsız, faydasız olduğu duygusunu vermesi yeterlidir.

* Sonunda pek ağır geldi bana askerlik. Komutan sevmiyor, ne yapsam cezalandırıyordu; niye öyle yapıyordu ki? Her şeye boyun eğiyor, dürüstçe yaşayıp gidiyordum; içkim yok, kimseden bir şey istemem, çünkü başkalarından bir şey istemek fena şeydir. Etrafın taşyürekli heriflerle doludur, ağlayacak tenha bir köşe bile bulamazsın.

* Sürgün hayatında hürriyet yokluğundan ve zorla çalıştırmadan başka,  belki diğerlerinden daha korkunç bir azabın olduğunu zamanla öğrendim:  Zorunlu ortak hayat.

* Öyle konular vardır ki, bunlar hakkında ancak denedikten, baştan geçtikten sonra yargıya varılabilir.

* İlk okuduğum kitap üzerimde kuvvetli, garip ve bambaşka bir etki bırakmıştır.

* Bence manevi yoksunluklar, bütün maddi azaplardan çok daha ağırdır.

* Hürriyet, yeni hayat, yeniden doğuş... Ah ne tatlı bir an bu!


📌 Kronolojik Sırayla Dostoyevski Okuma Rehberi 📖 * İnsancıklar (1846) (İletişim Yayınlayları) * Öteki (1846) (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) * Ev Sahibesi (1847) ( İş Kültür yayınları) * Beyaz Geceler (1848) (Can Yayınları) * Stepançikovo Köyü (1859) (İş Kültür Yayınları) * Ezilenler (1861) (İş Kültür Yayınları) * Ölüler Evinden Anılar (1862) ( İş Kültür Yayınları) * Yeraltından Notlar (1864) (İş Kültür Yayınları) * Suç ve Ceza (1866) (Can Yayınları) * Kumarbaz (1867) (İş Kültür Yayınları) * Budala (1869) (İş Kültür Yayınları) * Ecinniler (1872) (İş Kültür Yayınları) * Bir Yazarın Günlüğü (1873) (YKY) * Delikanlı (1875) (İletişim Yayınları) * Karamazov Kardeşler (1881) (İş Bankası Kültür Yayınları) 📌 Henri Troyat "Dostoyevski Biyografisi" (İletişim Yayınlayları)