4 Ağustos 2021 Çarşamba

TOLSTOY " SANAT NEDİR ?"

 #Tolstoy 📚 #SanatNedir ? 


Lev Tolstoy, sanat üzerine düşüncelerini kaleme aldığı "Sanat Nedir?" adlı kitabı ilk kez 1897’de yayımlandı. Lev Tolstoy'un güzel kavramından, sanat denilen estetik yaratıcılıktan yola çıkarak, sanatın içinde var olan iyi, gerçek ve güzelin ne olduğu, neler anlamamız gerektiği hakkında kendi estetik kuramını ve görüşlerini açıklamaktadır.

Tolstoy, yaşadığı sürece öğrendiği, gördüğü, ilgilendiği, okuduğu, dinlediği, beğenip/beğenmediği, etkilendiği birçok şeyden söz ettiği eserinde; müzik, resim, tiyatro, edebiyat, opera gibi sanat dallarının yanısıra din ve eğitim konuları hakkında birikimlerini kendi görüşleri doğrultusunda kaleme alıp birçok yazar, müzisyen, ressam hakkında da eleştirilerini sunmuştur.


Altını Çizdiğim Satırlar 📝

* Sanat, günümüzün toplumunda yalnız bir avuç iyi insanın sahip olduğu kardeşlik ve sevgi duygusunu, herkes için olağan, sıradan, içgüdüsel bir duygu haline getirmelidir.

* Mutlak güzellik yoktur, bize karakteristik ve uyumlu gibi görünen şey güzel gelir.

* Gerçek sanat yapıtının sanatçı yüreğinde gövermesi öyle sık rastlanan olaylardan değildir; bir kadının gebeliği gibi, rahimde gelişen bebek gibi, içinde bulunulan yaşamı önceleyen özel bir yaşamın ürünüdür o.

* Düşünce ne kadar yüceyse, o kadar güzellik içerir; ama en alçak düşüncede de güzellik vardır, çünkü o da sistemin zorunlu bir halkasını oluşturur. Düşüncenin en yüce biçimi kişiliktir; o nedenle de en yüce sanat, en yüce kişiliği konu alan sanattır.

* İnsanoğlu gönenç ve esenliğe ancak bütün insanların kardeşliğiyle ulaşacaktır.

* Yalnızlığının farkında olan bir insandan yükselen umutsuzluk çığlığından daha yürek parçalayıcı bir çığlığa hiç rastlamadım.

* Bilerek gerçeğine benzetilmiş, dış görünüş olarak ondan hiçbir farkı olmayan on binlerce yapıt arasından gerçek sanat yapıtını nasıl ayırt edeceğiz?

* İyi de, gerçekten de sanat mı acaba bütün bunlar ve sanat, uğruna bunca özveride bulunmaya değecek denli önemli bir şey mi? Bu soru önemli, çünkü uğruna milyonlarca insanın emeğinin ve bizzat insanların yaşamlarının, –belki bundan da önemli olarak– insanlar arasındaki sevginin feda edildiği sanat, insanoğlunun bilincinde gitgide daha belirsiz, sisli, uçuk bir kavrama dönüşüyor.

* Şiirsellik (ödünçleme) de, öykünme de, şaşırtma da, ilginçlik de sanat yapıtlarında görülebilir; ancak bunlar kesinlikle yapıtın başlıca özelliği olmamalı, sanatçının duygusunu insanlara geçirme hedefinin yerini almamalıdır.

* İnsanın bir zaman duymuş olduğu bir duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra, bu duyguyu başkalarının da aynen duyabilmesi için hareket, çizgi, renk, ses ya da sözcükler aracılığıyla onlara aktarması - sanat eylemi budur işte.

* Sanat insan yaşamında bilinçli bilgiyi duygulara aktaran bir organdır.

* Sanat, öznelle nesnelin, doğayla aklın, bilinçdışıyla bilincin birleşmesidir. O nedenle de bilginin, bilmenin, anlamanın en üstün aracıdır sanat.

* Bilim ve sanat öylesine birbirine bağlıdır ki, tıpkı kalp ve akciğerler gibi, biri sakatlanırsa, öbürünün de çalışması bozulur.

* Çağımızın en güzel yapıtları (edebiyatta Dickens, Hugo, Dostoyevski; resimde Millet, Bastien Lepage, Jules Breton, Lhermitte vd.) insanları bir yandan birlik, kardeşlik duygularına doğru yönlendirirken; bir yandan da yalnızca yüksek tabaka üyelerine özgü duyguları değil, istisnasız bütün insanları birleştirebilecek duyguları aktarmaktadırlar.

* Goethe, Schiller, Hugo’nun şiirleri, Dickens’ın romanları, Beethoven’in, Chopin’in müziği, Rafaello, Michelangelo, Vinci’nin resimleri gibi bizim ayılıp bayıldığımız yapıtlardan bir şey anlamayan pek çok insan –işçiköylüemekçi yığınları– bulunduğunu unutmamamız gerekir.

* Kant’a göre güzel, öznel anlamda, yargıda bulunmadan ve ortada pratik herhangi bir yarar olmadan, genel olarak hoşlanılan şeydir; nesnel anlamda ise, şeylerin, amaçlarına ilişkin hiçbir şey bilmeksizin, algılanabilir ölçüde amaca uygun biçimlenişidir.

* C. Darwin’e göre güzellik yalnız insana değil, bütün hayvanlar dünyasına, dolayısıyla da insanın en uzak atalarına özgü bir duygudur. Kuşlar yuvalarını süslerler ve eşlerinin güzel olması onlar için önemlidir. Güzelliğin evlilikler üzerinde de etkisi vardır. Güzellik farklı karakter anlayışlarını içerir. Müzik sanatının kökeni, erkeğin dişisine yaptığı çağrıdır.

* Bütün Shakespeare kişileri kendilerine ait olmayan, hep aynı tumturaklı, doğal olmayan Shakespeare diliyle konuşurlar: Bu öyle bir dildir ki, yalnızca o oyun kişisi değil, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir canlı yaratık hiçbir zaman öyle bir dille konuşmaz, konuşamaz.

* Wagner’in yeteneği ve bulunduğu o çok elverişli koşulların da katkısıyla mükemmelliğin son aşamasına ulaşarak, usta bir konuşmacı gibi söylev veren bir delinin sayıklamalarını aralıksız birkaç saat dinleyen bir insan nasıl hipnotize olursa, seyirciyi öyle hipnotize ediyor, derinden etkiliyor.

* Batteux’ye göre sanat, doğanın güzelliğinin yansılanmasından başka bir şey değildir ve amacı hazdır. Diderot’nun görüşü de budur. O da İngilizler gibi güzeli belirleyenin zevk olduğunu söyler. D’Alembert ve Voltaire ise zevkin yasalarını ortaya koyabilmenin olanaksız olduğunu savunurlar.

* Cherbuliez'ye göre güzellik, nesnelerin bir özelliği değil, ruhumuzun bir edimidir. Güzellik yanılsamadır. Mutlak güzellik yoktur, bize karakteristik ve uyumlu gibi görünen şey güzel gelir.

* Schelling'e göre sanat, öznelle nesnelin, doğayla aklın, bilinçdışıyla bilincin birleşmesidir. O nedenle de bilginin, bilmenin, anlamanın en üstün aracıdır sanat. Ve güzeli, bilgisi ve istenciyle sanatçı üretmez, ondaki güzellik ideası üretir.

* Ve güzeli, bilgisi ya da istenciyle sanatçı üretmez, ondaki güzellik ideası üretir.

* Yüz binlerce insan, gencecik yaşlarından başlayarak, kimi (dansçılar) parmak uçlarında hızla dönmeyi, kimi (müzisyenler) tuşlara ya da tellere gerektiği gibi dokunmayı; kimi (ressamlar) renklere hükmetmeyi, görüp duyumsadıkları şeyleri resmetmeyi; kimi (yazarlar, ozanlar) tümceleri bin bir biçime evirmeyi ya da sözcüklere uyak aramayı öğrenmeye harcıyorlar bütün yaşamlarını.

* Gerçek bir sanatsal etki altında kalan kişiye, sanki bunu eskiden de biliyormuş gibi gelir; biliyormuş, ama anlatamıyormuş gibi.

* Bugün bizden ne kadar uzakta kalmış olursa olsun, Homeros’un anlattığı yaşamı kolayca canlandırabiliyoruz gözümüzde. Homeros bizden ne kadar uzaklarda kalmış, anlattığı yaşam bize ne denli yabancı olursa olsun, hiç zorlanmadan anlayabiliyor, gözümüzde canlandırabiliyoruz anlattıklarını, çünkü Homeros inançla konuşuyor, ciddi konuşuyor, bu nedenle de abartmadan konuşuyor, ölçü duygusunu hiç elden bırakmıyor.

* Sanat eğer bir insanın yaşadığı duyguyu bilinçli olarak başka insanlara aktarması etkinliği ise ve bu tanım doğru bir tanım ise, kaçınılmaz olarak şunu kabul etmemiz gerekecektir: Sanat yapıtı diye öne sürülen ve toplumumuzda yüksek sınıfların sanatı olarak kabul edilen her şey, bütün o romanlar, öyküler, dramlar, komediler, resimler, heykeller, senfoniler, operalar, operetler, baleler vb. vb.nin ancak yüz binde biri yazarının yaşadığı bir duygudan yola çıkılarak yaratılmıştır, geri kalanların tümü fabrikasyon üretim, yani ödünçleme, öykünme, şaşırtma ve ilginçliğin duygu aktarımının yerini tuttuğu sanat taklidi şeylerdir.

* Bir şey ne kadar değimsiz, düzeysiz, içeriksizse ve yalnızca telkinlerin, birbirine aşılamaların ürünüyse, ona o kadar abartılı, doğaüstü, gerçekdışı nitelikler yükleniyor.


📌 Kronolojik Sıralayla Tolstoy Okuma Rehberi 📖

* Çocukluk, Gençlik, İlkgençlik (İletişim Yayınları) (1852 - 1857)

* Öyküler (İletişim Yayınları) (1856 - 1906)

* Sivastopol (İş Bankası Kültür Yayınları) (1855 - 1856)

* Aile Mutluluğu (İletişim Yayınları) (1859)

* Kazaklar (İş Bankası Kültür Yayınları) (1863)

* Savaş ve Barış (İş Bankası Kültür Yayınları) (1869)

* Kafkas Tutsağı (İş Bankası Kültür Yayınları) (1872)

* Anna Karenina (İş Bankası Kültür Yayınları) (1877)

* İtiraflarım (Antik Yayınları) (1880)

* İnsan Neyle Yaşar? (İş Bankası Kültür Yayınları) (1885)

* İvan İlyiç'in Ölümü (Can Yayınları) (1886)

* Kreutzer Sonat (İş Bankası Kültür Yayınları) (1889)

* Efendi ile Uşağı (İş Bankası Kültür Yayınları) (1895)

* Sanat Nedir? (İş Bankası Kültür Yayınları) (1897)

* Diriliş (İş Bankası Kültür Yayınları) (1899)

* Hacı Murat (Can Yayınları) (1912 - 1917)


* Henri Troyat "Tolstoy Biyografisi" (İletişim Yayınları)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder