11 Ağustos 2022 Perşembe

CHARLES DİCKENS "BÜYÜK UMUTLAR"

 Büyük Umutlar 📚 Charles Dickens 


Özgün adı "Great Expectations" olan "Büyük Umutlar'' Charles Dickens'ın 1861 yılında yazdığı 'bildungsroman'ıdır. Yazar, 19. yüzyılın acımasız toplum düzenini eleştirirken Sanayi Devrimi sırasında geniş kitlelerin çektiği acıları ve yoksulluğu gerçekçi bir bakış açısıyla anlatmıştır. Londra'daki yaşam üstüne ayrıntılı bilgiler veren yazar, taşradan şehre taşınan, sosyal merdiveni yavaş yavaş tırmanan ve değerlerini yitiren genç bir adamın acımasız gerçeklerle yüzleşmesini konu alır. Çocukluğundan yetişkinliğine kadar hayatına tanık olunan ana karakter Pip'in ahlâkî ve psikolojik gelişimi romanın odak noktasıdır. Yazar, paranın insanları nasıl değiştirebileceğini ve sınıf ayrımlarının sevgiye nasıl engel olabileceğini vurgulamaktadır.


#Altınıçizdiğimsatırlar 📝

* Her kim tarafından yetiştirilmiş olurlarsa olsunlar, çocukların varlıklarını sürdürdükleri küçücük dünyalarında, haksızlık kadar derinden hissedilip derinden algılanan bir şey yoktur. Çocuğun maruz kaldığı haksızlık küçücük bile olsa, çocuk küçücüktür, dolayısıyla dünyası da küçücüktür ve onun ölçülerine göre, tahta bir at iri kemikli bir İrlanda atı gibi kocaman görünür.

* Yaşamınızdan belli bir günü sildiğinizi farz edin, yaşamınızın akışı kimbilir ne kadar farklı olacaktır. Ey bu satırları okuyan okur, bir an durup demirden ya da altından uzun zincirleri düşün; bu zincirler ister dikenlerle kaplı ister çiçeklerle bezeli olsun, şayet o unutulmaz günlerden birinde ilk halkası örülmemiş olsaydı, o zincir seni asla boyunduruk altına alamayacaktı.

* Son derece temiz bir ev hanımıydı fakat temizliği, kirden daha rahatsız edici ve kabul edilemez bı hale getirmek gibi üstün bir sanatı vardı.

* Yakalanma kabahatini işlediğim tüm hastalıkların, uyumamak suretiyle girdigim tüm günahların, düştüğüm tüm yüksek yerlerin, kendi kendimi tüm yaralayışlarımın, kaç defa mezara girmemi istediğinin, benimse asice buna karşı geldiğimin korkunç bir envanterini çıkarmaya koyuldu.

* Sözün özü, doğru olduğunu bildiğim şeyi yapmayacak kadar korkaktım; tıpkı daha önce yanlış olduğunu bildiğim şeyi yapmaktan kaçınmayacak kadar korkak olduğum gibi. O zamanlar dünyayla hiçbir münasebetim yoktu ve böyle davranırken, dünyanın çok sayıdaki sakininden birini örnek almamıştım. Kendi çapımda, eğitimsiz bir dâhi olarak, eylem tarzımı kendi kendime keşfetmiştim.

* Ve hükümranlık sahasında eğitimli insanların olmasını hoş karşılamayacaktır, özellikle de isyan ederim korkusuyla, benim eğitimli olmamı hoş karşılamayacaktır. Âdeta bir Asi gibi...

* Zavallı annem hayatı boyunca köle gibi çalışmış, çok ağır iş yapmış, dürüst ve güzel yüreği paramparça olmuş ve ömrü hayatında gün yüzü görmemiş bir kadındı; bu yüzden de bir kadına yanlış yapacağım diye aklım çıkar, hatta öyle ki iki taraftan birine yanlış yapacaksam, kendime yanlış yapıp azıcık müşkül duruma düşmeyi tercih ederim.

* Zıvanadan çıkmış bir haldeydim -tıpki işkence altında gözünü karartmış bir tanık gibi - onlara her türlü şeyi anlatabilirdim.

* Öylesine suratsız biriydi ki bir kitaba bile başlarken sanki yazarı kendisine karşı bir kusur işlemiş gibi tavır takınırdı...

* Yaşamımız boyunca en büyük zaaflarımız, en nefret ettiğimiz insanlar yüzünden açığa çıkar, keza yaptığımız en büyük kötülüklere onlar vesile olur.

* Yaşam dediğin şey pek çok vedanın birbirine lehimlenmesinden oluşur. İnsanlar da türlü türlüdür; kimisi demircidir, kimisi kalaycı, kimisi kuyumcu, kimisi de bakırcı. Bu insanların arasında bir ayrımın olması kaçınılmazdır...

* Sanki bir tür ataletle, sonu gelmeyen bir huzursuzlukla ve arafta kalma haliyle lanetlenmiş gibiydim ve elimden başka bir şey gelmediğinden kayığımın küreğini çekmeye devam ederek bekliyor, bekliyor, bekliyordum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder