15 Ağustos 2022 Pazartesi

CHARLES DİCKENS "DAVİD COPPERFİELD"

 #CharlesDickens 📚 #DavidCopperfield



David Copperfield, İngiliz yazar Charles Dickens'ın ilk kez 1849 yılında yayımlanmış romanıdır. Viktorya Dönemi'ni, toplumsal sınıf ayrımını eleştirdiği eseri, yazarın kendi hayat hikâyesiyle benzerlikler göstermektedir. Dickens'ın en otobiyografik romanı olan David Copperfield’ın iniş çıkışlarla dolu yaşam öyküsünde, varlık ve yokluk arasındaki çizgiyi, karmaşık bir olay örgüsüyle birlikte kurgular. David Copperfield mutlu bir çocukluk sürecinden, zalim bir üvey babanın eziyetleriyle zorlu çalışma koşullarına ve yoksunluğa düşer. Ezici yaşamından mücadeleden yılmayarak kurtulmaya çalışır. Yetişkinlik dönemini yanlış tercihlerle zedelese de tecrübe kazandıkça daha tutarlı yol almayı başarır. Roman, ana karakterin bakış açıyla kaleme alınmıştır. 


#altınıçizdiğimsatırlar 📝

* Kendi hayatımın kahramanı mı olacağım yoksa bu görevi başka biri mi üstlenecek, bu sayfalar gösterecek.

* Güneş her gün batıyor ve her an biri ölüyor, herkesin başına gelen bir şeyden korkmamamız gerekiyor. Herkesin kapısını çalan ayak sesi bir yerlerde duyuldu diye kendimize hakim olamayacaksak eğer, şu dünyada sahip olduğumuz her şey elimizden kayıp gider. Hayır! Yola devam et! İster tahta ayakkabıyla, ister yumuşak ayakkabıyla, ama devam et! Tüm zorluklara rağmen yola devam et ve yarışı kazan!

* Belki garip gelecek size ama bence çoğumuzun hafıza­sı sandığımızdan çok daha eskilere gidebiliyor; dahası, kü­çük çocukların detaylar ve doğruluk bakımından çok güçlü gözlemlerde bulunduklarını düşünüyorum. Aslında hafızası kayda değer ölçüde güçlü olan pek çok yetişkinin, bu özel­liği sonradan edinmek yerine hiç kaybetmediğini söylemek yerinde olur; daha doğrusu, genelde içlerinde bir canlılık, nezaket ve mutlu olma potansiyeli barındıran kişilerin bunları da çocukluk dönemlerinden beri muhafaza ettiklerini söyleyebilirim.

* Hepimiz ara sıra, sanki söylediğimiz ve yaptığımız şeyi daha önce söylemiş ve yapmış gibi bir hisse kapılırız; çok eski zamanlarda – çağlar öncesinde, etrafımız aynı yüzler; nesneler ve olaylarla sarılmış gibi, az sonra söylenecek şeyi, sanki anımsamış gibi biliriz!

* Pek çoğumuz gibi ben de, içimde ne tür çelişkiler ve tutarsızlıklar olduğundan, her şeyin ne kadar farklı ve daha iyi olabileceğinden, beni kendi kalbimin sesinden ısrarla uzaklaştıran ne kadar çok şey yaptığımdan bihaberdim.

* Suistimal etmediğim tek bir doğal yeteneğim yok diyebilirim. Demek istediğim, şimdiye dek hayatta ne yapmaya çalıştıysam, canigonulden, iyi bir şekilde yapmaya çalıştım; kendimi neye Adıyaman tam adadım; büyük küçük tüm amaçlarımı layıkıyla ciddiye aldım.

* Doğal ya da sonradan gelişmiş her hangi bir yeteneğin, istikrarlı, gösterişsiz ve çalışkan özelliklerin yoldaşlığından muaf olup da amacına erişebileceğine asla inanmadım

* Bir mankafa tarafından yönetilsin ya da yönetilmesin, katışıksız bir zulmün hüküm sürdüğü bir okulda öğrenilecek fazla şey yoktu. Bizim okuldakilerde genelde en az diğer okullardaki çocuklar kadar cahildi; bir şey öğrenemeyecek kadar üzgün ve hırpalanmıştı hepsi; daimi bir bahtsızlık, eziyet ve kaygı içinde geçen hayatta hiçbir şeyin onlara hayrı olmadığı gibi okulunda bir yararını görmüyorlardı.

* Aslında orada hiç kimse beni sevmiyordu, ben bile kendimi sevmiyordum; çünkü beni sevenler bunu gösteremiyor, sevmeyenlerse bunu o kadar açık bir şekilde ortaya koyuyordu ki artık ben de sürekli sıkıntılı, hoyrat ve sıkıcı bir görünüme büründüğümü fark ediyordum.

* Sessizlik ve utanç içinde ne yemekler yedim, bir çift çatal bıçağın fazla olduğunu ve bunun benim çatalım ve bıçağım olduğunu; sofrada bir kursağın, benimkinin fazla olduğunu; bir tabak ve sandalyenin, benimkilerin fazla olduğunu; masada fazladan bir kişi oturduğunu, onun da ben olduğumu hissederek!

* Ne işe yaramaz biriydim, herkesin görmezden geldiği, yine de herkesin uğraştığı...

* "Sana tavsiyem, bugünün işini yarına bırakma. Ertelemek, zamandan çalmaktır. Yakala onu!"

* Onu kırmaya başladınız, kafesteki zavallı bir kuş gibi ve kendi nağmelerinizle ötmesini öğreteceğim diye hayatını elinden aldınız!

* Artık dünyayı o kadar iyi tanıyorum ki beni hiçbir şey şaşırtamaz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder