16 Nisan 2021 Cuma

FYODOR MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ "KARAMAZOV KARDEŞLER"

#FyodorDostoyevsky 📚 

#KaramazovKardeşler 📖 #Dostoyevski 📚


Karamazov Kardeşler (Bratya Karamazovy), Rus yazar Dostoyevski’nin 1880 yılında yazdığı romanıdır. Yapıt, Rus Edebiyatı'nın ilk felsefi roman-tragedya türü örneğidir. 
Yazar romanına kendi hayatından pek çok konuyu da yansıtmıştır. 
Dostoyevski’nin karmaşık insanların dünyasına çıkarttığı yolculuklarda karakter analizini ve ruh tahlilini yaparken kimlik bunalımı ve iç hesaplaşmaları bir psikolog ustalığıyla derinden aktardığı başyapıtı olan Karamazov Kardeşler bir romandan ziyade insanları anlamak için kılavuz gibidir.
19. yüzyıl ortalarında Rusya'da geçmekte olan olaylar, toplumun özgürlük anlayışına, aile yaşantısına; bireysel olarak aşk, şehvet, ihtiras, tutku, inanç, inançsızlık, isyan, gurur gibi hayata yön veren duyguları, karakterlere parça parça yerleştirilerek kaleme almıştır. 
Hayat, ölüm, para, aşk, felsefe, din, cinayet gibi konuların muhteşem bir uyumla sarmal olarak aktarıldığı romanın merkezinde Karamazov baba yer alır. "Kardeşlik" olgusunun farklılıkları üzerine durularak, her bir kardeşin zıt özelliği bir diğerinin yapısını ortaya çıkarmaktadır.
Romanın ilk kısmında Karamazovlar tanıtılır.
İkinci kısımda yazarın felsefesini sunduğu "Büyük Engizisyoncu" bölümü yer alır.
Suçun ahlaki boyutunu hem bir felsefeci gibi hem de psikolog gibi ele almayı başarır, insanlardaki kötülük yapma isteğinin nedenlerini sorgular.
Üçüncü kısımda, kardeşlerden en büyüğünün babasının ölümünden sorumlu tutularak sorgu altına alınması yer alır.
Dördüncü kısım cinayetin düğümünün çözülmesiyle son bulur.
“Karamazov Kardeşler’de Dostoyevski'nin kişiliğinin üç kardeşte üç yönünü ve hayatının üç evresini anlattığı düşünülür: Karamazov Kardeşlerden İvan, Dostoyevski'nin üniversite yıllarında ilgi duyduğu sosyalist yönü, Dimitri, sürgünde sona eren romantik devri, Alyoşa ise onun ulusuna ve dinine dönüşü olan olgunluk halini resmeder.



#KaramazovKardeşler 📖

ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR :

* Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama geri dönemezsin.

* Aynı anda iki çelişme göklerin enginligi ve çirkef uçurumu; bunlar olmayınca bedbahtız, yaşamamızın tadı yok.

* Dizginsiz , alabildiğine taşkın tabiatlar için düşmenin alçaklığı en yüksek asalet duyguları kadar şiddetli ihtiyaçtır.

* Hayatta gerçek daima iki çelişmenin ara yerindedir

* Hayat aslında acı demektir. Acısı olmasa zevki de olmazdı; her şey sonu gelmez bir övgü ayinine dönerdi: Kutsal ama sıkıcı..

* Uykuda ,en çok ta kâbuslarda,insan bazen âdeta bir sanat eseri gibi düşler görür; karışık, gerçek hayata uygun şeyler,bir sürü olay... Bunları birbirine birtakım entrikalar bağlar, içinde en İnce duygularımızdan gömleğimizin düğmelerine kadar öyle ayrıntılar vardır ki, yemin ederim Lev Tolstoy bulamaz bu kadarını...

* Sizin tecrübeli bir doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım.

* "Cehennem nedir?" diye düşündüğüm olur. Bence cehennem, sevmemekten doğan bir acıdır.

* Akılsızın, ne kadar çok biriktirse kendisini o ölçüde ölüme götüren bir iktidarsızlığa güttüğünden haberi yoktur, çünkü yalnız kendine güvenmeye alışmıştır o. Toplumda tek olarak sivrilmiş, ruhunu insanlara , insanların yakınlığına inanmamaya alışmıştır.

* Zamanımızda herkes kütleden sivrilerek bireysel bir hayat yaşamak peşinde.. Oysa kişiliğini belirtmek için kendini geliştirmeye çalışan insan , bu çabalamanın sonunda ruhsal bir yalnızlığa düşer. Böylece dolgun dört başı mamur bir hayat yerine manevi bir intiharla yüz yüze gelir.

* Hep böyle değil midir (?) vedalar ya sevdirir ya nefret ettirir.

* İnsanların birbirini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır.

* Halkın sessiz, bitmez tükenmez sabırla dolu bir kederi vardır. Bu keder kabuğuna çekilmiştir, hiç sesi çıkmaz. Bir de gözyaşlarıyla taşan, sonra da kendini kapıp koyveren bir keder vardır. Bu hal en çok kadınlarda görülür. Ama bu da sessiz kederden daha hafif değildir. Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar , kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.

* Alçakgönüllülük, irade üzerinde mutlak bir egemenlik biçiminde belirecek yerde iblisçe bir gurura saplanır, yani özgürlüğe kavuşturmak şöyle dursun tutsaklık zincirleri takar.



Dostoyevski Okuma Rehberi 📚

Kronolojik olarak okunması gereken Dostoyevski kitapları 📖

1- İnsancıklar (1846)

2- Öteki (1846)

3- Ev Sahibesi (1847) 

4- Beyaz Geceler (1848)

5- Netoçka Nezvanova (1849)

6- Amcanın Düşü (1859)

7- Stepançikovo Köyü (1859) 

8- Ezilenler (1861) 

9- Ölüler Evinden Anılar (1862) 

10- Yeraltından Notlar (1864)

11- Suç ve Ceza (1866) 

12- kumarbaz (1867) 

13- Budala (1869) 

14- Ecinniler (1872) 

15- Bir Yazarın Günlüğü (1873) 

16- Delikanlı (1875) 

17- Karamazov Kardeşler (1881) 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder