2 Aralık 2019 Pazartesi

ROBERT MUSİL "NİTELİKSİZ ADAM"




#RobertMusil 📔 #NiteliksizAdam 

Çağdaş romanın temel taşlarından biri olan Robert Musil’in tamamlayamadığı başyapıtı “Niteliksiz Adam” dünya edebiyatının anıt romanlarındandır. Kurmaca bir kurgu ile dönemin maşeri yapısında, sistemi etkileyen İçtimai sorunları anlatarak, uyuşmazlık ve çelişkilerin geleneksel tarzdan uzaklaşarak üstesinden gelinip-gelinemeyeceğine odaklanır; adalet, ahlak, din, aşk, edebiyat, sanat, bilim, teknik üzerine; kapitalist düzen sonucu yaşanan aksaklıklara rağmen ayakta kalmaya çalışan, insan ilişkilerinin tinsel çöküşte uyum sağlamaya yönelik direnciyle, maneviyatın manevi değerlerce belirlenip, geçmişe doğru ve geleceğe yönelik, düşünce derinliklerini, değişimlerden bireylerin aldığı etkiyi vurgular.








Robert Musil, toplumu eleştirmekten ziyade durum tespiti yapmıştır, entelektüel çevrelerde düşünsel anlamda yaşanan sorunsalın karakterler üzerindeki etkilerini işlemektedir. Ülkede olup bitenlerin o ülke halkının kişilikleriyle açıklamanın eksik olacağını çünkü bir insanın; ev hayatında, iş hayatında, cinsel hayatında, bilinçatında, sınıfsal vs yerine ve duruma göre uygun birçok karakteri olduğunu belirtiyor. 
Burjuva kesimdeki bencillik, sığlık, umursamazlık gibi özelliklerin toplumu sürüklediği çöküşe; katı yüreklerinin, doyumsuzluklarının başlattığı savaşlara dem vurmuştur. Bir sosyolog yetkinliğiyle çağa, dönemin yaşam biçimine, kafası karışık değişen insanlara, kaybolan değerlere, yoğun tahlil ve betimlemelerden, modernist ve postmodernist düşünceler izinde geçmişe ve geleceğe yönelik, mülahaza derinliklerini tarihsel olaylarla harmanlayarak sunuyor ve kara mizah etkisiyle okura yorumlama seçeneği, sezgi gücüyle düşünme yetisi sunuyor.
Romanı, baş karakter Ulrich’in yani Niteliksiz Adam’ın etrafındaki olaylar oluşturmaktadır. İyi bir tahsile sahip ama hayatta belirli bir amacı, geleceğe yönelik hedefleri olmamasından mütevellit yaşadığı dönemde anlaşılamayan Ulrich; dönemin muhafazakar zihniyetleri tarafından, insanlığın temeli olarak dini, ahlaki değerleri maneviyatında barındıran; gelenek ve göreneklerine sahip çıkan; vatanlarına, milletlerine faydalı; iyi bir kariyere sahip olma gerekliliğini kabul görmeleri sebebiyle ''ÖZELLİĞİ ÇOK NİTELİĞİ YOK '' diye adlandırılır. 
İçinde yer aldığı entelektüel çevre değişime direnirken o gelişmeleri garipsemez hatta olağan görür.

Avusturya İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı’ndan oluşan, yazarın 'İmpkralya' diye adlandırdığı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu simgeleyen ülkede olayların kurgusundan ziyade kapanan imparatorluk devriyle yaşanan değişikliklerin toplum üstündeki etkisi aktarılır.
Yazar, monarşilerin çöküşü ile birlikte feodal sistemin yerini kapitalizmin almasıyla endüstriyel gelişmelerin, elektriğin kullanımı, motorlu taşıtların hayatı hızlandırarak yaşam alışkanlıklarını başkalaştırması, eylemsizlikten sıkılıp eylem arayışında olan insanların koşuşturma çağına, Barok’un gösterişli canlılığının izlerinden pratik hayata atılmasını, toplum bilimine ek olarak ruh bilimle de değerlendirir.





ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR  📖

* Voltaire'in insanların sözcükleri yalnızca düşüncelerini saklamak için, düşünceleri de yalnızca adaletsizliklerine gerekçe bulmak için kullandıkları yolundaki deyişini anımsadı.

* Her ilerleme, tikel düzlemde bir kazanç, tümel bağlamda ise bir ayrılmadır; bu, gittikçe artan bir güçsüzlükle noktalanan bir güç artışıdır ve insan kendini ondan kurtaramaz.

* İnsan ancak yalan söylediğinde hep bir adım ilerliyor

* Bir eyleme ilişkin yargımız, hiçbir zaman bu eylemin Tanrının ödüllendirdiği ya da cezalandırdığı yanına ilişkin bir yargı değildir : Ne tuhaftır ki bunu Luther söylemişti.

* Eylemler, duygular ve duyumlar, ne kadar sıradan ve kişisellikten uzak olurlarsa olsunlar, yinelenmeleri durumunda bir olup bitene, şu ya da bu ölçüde büyük bir kişisel olaya katılmışlık izlenimi yaratırlar.

**

* Dünya, olduğu gibi kabul edince güzeldir

* Hakikat başarılı, objektif ve gayriinsanî düşünme denemesidir.

* Bir insanı tanımak, ondan artık neredeyse hiç etkilenmemektir.

* Karakter, kendini değiştirme tembelliğidir.

* Bir defa Napoleon olmak gibi bir üne kavuşmuş olan insan, artık kaybetmiş olduğu savaşları da kazanır.

*Büyük Goethe, Wilhelm Meister'in bir yerinde adeta tutkuyla doğru yaşamanın bir kuralını dile getirir, şöyledir bu kural: "Yapmak için düşünmek; düşünmek için yapmak!"

* İnsan, bir hayat görkemliyse eğer, o hayattan bir de iyi olmasını istemez.

***

* Bugün en büyük tutkuları çok sigara içmekten ibaret kalan ekseri âlim, duyguyu, insani olan ne varsa hepsinin temeli olarak görür

* Hakikat her zaman orta yoldadır, hep ifrata kaçılan günümüzde bunu herkes unutuyor!

* Çoğu insan paralarını kaybetme ihtimalinin yanında başka hiçbir ihtimalden günün birinde akıllarını kaybetme ihtimali kadar korkmaz

* Platon der ki, hayatın derin hakikati münazara etmekle aktarılamaz; insan o hakikati kendi kendisinin canlı bir yorumu ve gerçekleşmesi olarak işitir!

* Bir insana muhtemelen, ancak çektiği ızdırabın aynısını bizzat yaşandıysanız yardım edebilirsiniz

* Hiçbir şey "öylesine" yapılmaz ; ya maddi ya manevi bir sebebi vardır.

* Başka birinin yanına yanaşamayacağı kadar sahip olma iptilası, ferdin insan topluluğundaki yalnızlığının sosyalistlerin bile nadiren inkâr ettiği bir alâmettir.

****

* Başta küçük adımlar at ki ileride büyük sıçrayışlar yapabilesin!

* "Başarılı hayat hevesle doludur" : Nietzsche'den ve zamanımızdan çok önceleri yaşamış Aristoteles söylemiştir bunu. Ayrıca Kant da demiştir ki: "Zevk bir terfi , acı ise hayatta karşılaşılan bir engel hissidir. " Spinoza ise hevesi " insanın küçük bir kusursuzluktan büyükçe bir tanesine geçişi " diye adlandırmıştır. İşte heves daima böyle biraz abartılı bir nihai açıklama nidası hâlinde var olmuştur.

* Tarih, olaylar, hatta sanat bile mutluluk eksikliğinden ortaya çıkar. O eksiklikse şartlardan, yani şartların mutluluğa erişmemize izin vermemesinden değil hislerimizden ileri gelir.

* Güzellik, muhtemelen sevilmiş olmaktan başka bir şey değildir. Çünkü bir şeyi sevmek ve onu güzelleştirmek aslında aynı şeydir.

* Kimse kimseyi başkalarının fikirleri uğruna ölmeye zorlayamazsa da herkes kendi fikirleri için ölebilir

* İki kişi öfkeye veya aşka kapılarsa, birbirlerinin duygularını karşılıklı olarak benzer şekilde arttırırlar

* Genç birisi, kaderi olacak kitapların sesini ancak yarım kulak dinler ; bitirmeye kalmadan kendi sesini yükseltmeye kalkar! Çünkü aradığı hakikat değil kendisidir.

* Her insanın kaderini tanıyabileceği bir hayvanı vardır. Nietzsche'ninki kartaldı.

* Bir insan hakkında tek bilinmesi gereken, düşüncelerimizi verimli kılıp kılmadığıdır. Bundan öte insan sarraflığı olmamalıdır.

* Güneş âdillerin de üstüne vuruyor, adaletsizlerin de!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder